Bölük komutanının yanına koşarak gelip çakı gibi bir selam verdikten sonra heyecanla "Beni arzu etmişsiniz komutanım" diyen ve yüzbaşının "Seni ne arzu edecem lan!" kükremesiyle yollara düşen Mehmetçik için kocaman bir alkış lütfen...
İlk genelev deneyiminde heyecandan ne yapacağını şaşırıp, kadına; ''Bakire misiniz?'' diye soran ben mi, yoksa; ''Evet bakireyim, kendimi sana sakladım.'' diye cevap veren hayat kadını mı alkışı haketti karar veremedim....
Sevgili anneanneciğim, havaalanındaki kadın polis memurunun amacı sana sarılmak değil üzerini aramaktı. Hadi sarılıp sırtını sıvazladın, bir de üstüne öpmenin ne gereği vardı?
İşyerime arkadaşım ziyarete geldi. Ne içmek istediğini sorduğumda çay cevabı ile 5-6 metre uzakta olan askerime, 2 işareti yapıp çay karıştırma hareketini yaptım. Asker olduğu yerde 2 kere döndü. Bir an arkadaş koptu, ben şaşkın...
Fazla kilolarından şikayet edip, akupunktura gitmeye karar veren tombik anneme babamın yorumu: "Sana bu saatten sonra inşaat çivisi çaksak fayda etmez hanım..." O günden beri küsler, barışmalarını bekliyoruz.
Geçen akşam bozuk olan laptopla uğraşırken, babamın; "Hadi artık bitmedi mi?" lafını her 5 dakikada bir tekrarlaması, annemin; "Sana ne be adam, fişi senin g.tüne mi takılı?" sorusu ile son bulmuştur.
Annem babamın içki içmesine tepki gösterir her zaman. Babam arkadaşlarıyla içerken bir gün arkadaşı "Maydonoz al, yenge anlamaz." demiş. Ve gecenin bir yarısı bizi gülme krizine sokan son. Ayakta zar zor duran bir baba ve elinde bir demet maydonoz...
Elindeki bıçakları satabilmek adına "Bu bıçakla her şeyi yapabilirim, bu mümkün!" diyen kapıdaki pazarlamacıya dayımın "Üstüne de oturabilir misin peki?" şeklindeki sorusu susmak bilmez pazarlamacıyı konuşamaz duruma getirdi.
Ağrıyan dizim için devlet hastanesine gidip gelirken, sıraydı, randevuydu, röntgendi, MR'dı, kan tahliliydi koştururken günler geçti ve ben sonuçları doktora gösteremeden dizimin ağrısının geçtiğini farkettim. Tıp ilerledi dedikleri bu olsa gerek!
Everest’in eteklerinde İrlanda ikinci lig takımlarının flama ve bayraklarının dahil olduğu bara, bizden de olsun, Türk dokusu bulunsun diye astığım Fenerbahçe formamın üzerine “.......... Fener!” yazan eleman, Allah belanı versin.
Hayatımda ilk kez, bugün kaşlarımı düzelttirmek için berberime, "Ali Abi, bu kaşları düzeltebilir misin?" dedim. "Ne demek, bütün ibnelerinkini ben düzeltiyorum zaten." dedi. Peki ben kaşları düzelttirdim mi? Düzelttirdim. Bahşiş de bıraktım mı? Bıraktım. Bir daha Ali Abi'ye gider miyim? İbnelik değil mi, gitmem artık!
Babamın karşı komşusu hakkında yorumu: "Bu adam da çok kılıbık. Ben ne zaman balkonu yıkasam, o da çamaşır asıyor." Canım babam, eski kazak erkeklerden kim kaldı senden başka!
Haftanın 5 günü dışarıdan yemek isteyen, geri kalan iki günde de makarna ve tavuk dışında bir şey yapmayı beceremeyen karım, dün akşam Yemekteyiz programına başvuracağını söyledi. Hala gülüyorum...
Bir tanıdığımızın 10 yaşındaki oğlunun Google'da arattığı cümle: "Çıplak kadın resimleri". Çıkan sonuçlar beklentisini karşılamamış, kendisini memnun etmemiş olacak ki azmetmiş, aramaya devam etmiş: "Çırılçıplak kadın resimleri!"
18 Ağustos 2010 Çarşamba
Erkekler Sevgiliden Ayrılınca Ne Yapar ( geyik )
1-acaba 2-yanlis 3-mi 4-yaptim 5-yoksa 6-dogru 7-mu 8-ulan 9-guzel 10-kizdi
11-allah 12-icin 13-iyi de 14-kizdi 15-ama 16-cok 17-kiskancti 18-yahu 19-her
20-seyime 21-karisiyordu 22-bir rahat 23-haraket 24-edemiyordum 25-ama
26-gozleri 27-masmaviydi 28-deniz 29-gibi 30-gozleri 31-vardi 32-icinde
33-kayboluyordum 34-huzur 35-buluyordum 36-saclari ipek gibi 37-her dokunus
38-ayri mutluluktu 39-simsiyahti 40-offf 41-kafana .... olm 42-kacirdin canim
hatunu 43-bunun gibisini bir daha 44-zor bulursun 45-köseyi donmeden seslensem
46-seni seviyorum desem 47-inanir mi acaba 48-hadi olm de iste deli gibi
seviyorsun 49-nerde sende o cesaret olm 50-senden bir b.k olmaz 51-hadi olm
birak su inadi 52-bagir avazin ciktigi kadar 53-ya beni terslerse 54-rezil
olurum 55-niye terslesin ki ya 56-seni seviyorum derdi bana hep 57-bagir hadi bagir
58-koseyi dondu hatun allah belami versin 59- hasss.. ulan mac vardi maci
kaciriyorum 60- taksiiiiiiii.......
11-allah 12-icin 13-iyi de 14-kizdi 15-ama 16-cok 17-kiskancti 18-yahu 19-her
20-seyime 21-karisiyordu 22-bir rahat 23-haraket 24-edemiyordum 25-ama
26-gozleri 27-masmaviydi 28-deniz 29-gibi 30-gozleri 31-vardi 32-icinde
33-kayboluyordum 34-huzur 35-buluyordum 36-saclari ipek gibi 37-her dokunus
38-ayri mutluluktu 39-simsiyahti 40-offf 41-kafana .... olm 42-kacirdin canim
hatunu 43-bunun gibisini bir daha 44-zor bulursun 45-köseyi donmeden seslensem
46-seni seviyorum desem 47-inanir mi acaba 48-hadi olm de iste deli gibi
seviyorsun 49-nerde sende o cesaret olm 50-senden bir b.k olmaz 51-hadi olm
birak su inadi 52-bagir avazin ciktigi kadar 53-ya beni terslerse 54-rezil
olurum 55-niye terslesin ki ya 56-seni seviyorum derdi bana hep 57-bagir hadi bagir
58-koseyi dondu hatun allah belami versin 59- hasss.. ulan mac vardi maci
kaciriyorum 60- taksiiiiiiii.......
Kırık Camlar Teorisi ( Kişisel Gelişim )
Kırık Cam Teorisi,
Wilson ve Kelling adında iki Amerikalı teorisyen tarafından 1980`lerin başında ortaya atıldı. Bu teori, Wikipedia`da (Wiki: What I Know Is) aşağıdaki örnekle anlatılıyor:
"Bir kaç camı kırık olan bir bina düşünün. Eğer camlar tamir edilmezse, kimi insanlar başka camları da kırmakta bir sakınca görmeyecektir. Bu şekilde devam ettiği görüldüğünde, binaya daha büyük zararlar vereceklerdir, ve sonunda bina ve devamında o sokaktaki diğer binalar, yaşanmaz hale gelecektir."
Bu teoriye dayanarak, en küçük sorunlara ve kural ihlallerine öncelik vererek çok daha büyük sorunların çözülebileceğini öngören yetkililer, sonraki 20 yılda New York gibi kimi büyük şehirlerde suç oranının sıfıra yakın bir seviyeye inmesini sağladılar.
Kırık Camlar Teorisi, iş yaşamımızda da bir çok büyük soruna çözüm oluşturabilir. "Kırık Camlar, Başarısız İşler" kitabının yazarı Michael Levine, iş dünyasında kırık camları "güzel bir mağazanın boyası çıkmış duvarı, ya da bir müşteri hizmetleri telefon görüşmesinde yirmi dakika boyunca tekrarlayan bir müzikle bekletildikten sonra hattın kesilmesidir" diye özetliyor.
Kendi işinizde ya da çalıştığınız şirkette, önemsiz görünen sorunları hızla çözmeniz, benzeri hataların tekrarlanmasını, ve bu ufak sorunlardan güç alan daha büyüklerinin oluşmasını önleyecektir.
hayatınızda ki kırık camlardan kurtulun!!!
Wilson ve Kelling adında iki Amerikalı teorisyen tarafından 1980`lerin başında ortaya atıldı. Bu teori, Wikipedia`da (Wiki: What I Know Is) aşağıdaki örnekle anlatılıyor:
"Bir kaç camı kırık olan bir bina düşünün. Eğer camlar tamir edilmezse, kimi insanlar başka camları da kırmakta bir sakınca görmeyecektir. Bu şekilde devam ettiği görüldüğünde, binaya daha büyük zararlar vereceklerdir, ve sonunda bina ve devamında o sokaktaki diğer binalar, yaşanmaz hale gelecektir."
Bu teoriye dayanarak, en küçük sorunlara ve kural ihlallerine öncelik vererek çok daha büyük sorunların çözülebileceğini öngören yetkililer, sonraki 20 yılda New York gibi kimi büyük şehirlerde suç oranının sıfıra yakın bir seviyeye inmesini sağladılar.
Kırık Camlar Teorisi, iş yaşamımızda da bir çok büyük soruna çözüm oluşturabilir. "Kırık Camlar, Başarısız İşler" kitabının yazarı Michael Levine, iş dünyasında kırık camları "güzel bir mağazanın boyası çıkmış duvarı, ya da bir müşteri hizmetleri telefon görüşmesinde yirmi dakika boyunca tekrarlayan bir müzikle bekletildikten sonra hattın kesilmesidir" diye özetliyor.
Kendi işinizde ya da çalıştığınız şirkette, önemsiz görünen sorunları hızla çözmeniz, benzeri hataların tekrarlanmasını, ve bu ufak sorunlardan güç alan daha büyüklerinin oluşmasını önleyecektir.
hayatınızda ki kırık camlardan kurtulun!!!
Süpermenin Kimselerin Bilmediği Günlüğü way beee
7 Ocak Perşembe
Bugün gene Klark Kent kılığında işe gittim. Bu salak Klark ı oynamaktan bıktım artık. Sen kalk koskoca Süpermen ol, ondan sonra otobüsle, dolmuşla işe git. Otobüste sıkışık sıkışık giderken fordçunun biri arkama geçti, ağzı da leş gibi sarımsak kokuyordu. Şeytan dedi ki sok şu herifin ağzına elini, parmaklarını gözünden çıkar. Otobüsün lastiği patladı. İşin yoksa yürü babam yürü. İşe de geç kaldım. Bir de üstüne fırça yedim. Kahve makinesinden kahve alırken üstüme döktüm. Luis her zamanki gibi dalga geçti. Öğle yemeğinde çorbamdan sinek çıktı. Yemekten dönerken Süpermen kılığına girip düşen bir uçağı kurtardım. Millet yine çok yaşa Süpermen diye bağırdı, ben de onlara şirinlik yapıp el salladım.
8 Ocak Cuma
Bıktım artık bu dünyada yaşamaktan. Yok arkadaş ben bu dünyaya alışamadım. Bugün gazetedeki arkadaşlarla beraber öğle yemeğine Meksika lokantasına gittik. Hay gitmez olaydım. Yemekte Meksika usulü kurufasulye yedik. Sen misin yiyen. Akşama kadar gazdan geberdim. Gaz mesele değil bilader, -afferdersin- ossurunca geçer. Ama ya ossuramayınca? Midemde atom bombası patlasa birşey olmaz ama bu Meksika fasulyesi acayip birşey. Süperbağırsaklarım birbirine dolandı sandım. Şimdi hafiften ossursam binalar yıkılacak, ossurmasam geberecem. Evrendeki kötü güçlerin başedemediği süper kahraman Süpermen i bir uyduruk kurufasulye oldurecek. Tuvalette üstümü değişip uzaya gideyim dedim, benden önce herifin biri girdi, tam iki saat çıkmadı. Ne yaptın bilader iki saat yıllık mı sıçtın. Yuh be. Sonunda Süpermen olup uzaya kaçtım. Uzayda bir güzel zangır zangır ossurdum. Ooohh bee, dünya varmış. Acayip rahatladım. Bu arada yanlışlıkla arkamı Ay a dönüp öyle ossurmuşum, benimki süperossuruk Ay ın yörüngesinde iki derecelik sapma meydana geldi. Neyse onu da yörüngesine oturttum. Bundan böyle kurufasulyeyi de kriptonit gibi zararlı maddeler listesine koyuyorum. İnşallah düşmanlarım bu durumu öğrenmezler.
9 Ocak Cumartesi
Bugün tatil. Deyli Planet gazetesine gitmedim, çok mutluyum. Can sıkıntısından geberdim. Sonra bizim Betmen le Örümcek Adam aradılar. Akşama kadar ellibir, yanık, pişti falan oynadık. Okey de oynayacağız ama bilader dünyada üç tane süperkahraman var, olmuyor.Okeye dördüncü kahramanı dörtgözle bekliyoruz ama nafile. Herkes bizim gibi dünyanın derdiyle uğraşacak kadar enayi mi arkadaş.
10 Ocak Pazar
Canım sıkılınca şöyle bir şehri dolaşayım dedim. Çok güzel bir hatun gördüm. Süperüfürüğümle hatunun eteğini çaktırmadan havaya kaldırdım. O ne be? Meğer karı içine don giymemiş. Onu öyle görünce acayip azdım. Boş bir telefon kulübesi bulup üç saniyede oniki posta otuzbir çektim. Anca rahatladım. Bu yaşa geldik hala otuzbir çekiyoruz. Şu Luis le evlensek de abazalıktan kurtulsak. Ama olmuyor bilader. Şu babamın yaptığı keleği de kimse yapmadı bana. Beni dünyaya gönderirken yanıma bir de kız çocuğu koysaydı, biz de dünyada böyle sap gibi dolaşmazdık. Onunla bir güzel evlenip çoluk-çocuğa karışırdık. Peki babam ne yapmış? Yanımıza bir Kripton malı şişme bebek koymuş. O da 5 yıl önce bir azgınlık zamanımda patladı. Dünyadakilerde benim hızıma dayanamayıp eriyor. Benim kaderimi yazan eller kırılsın, ne diyeyim..
11 Ocak Pazartesi
Yine mesai basladi. Yine ayni patirti. Yine ayni kosturmaca. Yine ayni salak Klark. Yine ayni ukela Luis. Yine ayni felaketler, Yine ayni cok yasa Supermen laflari. Yine ayni numaradan siritmalar. Hic degisen bisey yok. Milletin keyfi keka. Istedigini ye-ic, istediginle yat-kalk, kilikdan kiliga girmene hic gerek yok. Oh ne guzel. Millet de keske Supermen gibi olsak der. Hadi ordan. Bu dunyada Supermen olacagima keske Kripton da çöpcü olsaydim. Ah gurbet ah. Kendi derdim yokmus gibi bi de elalemin derdiyle ugras. Herkesin derdine care bulmaya mecbur muyum arkadas? Hadi buyuk felaketleri, dunyanin basina bela olan zibidilerle ugrasmayi anladik, bir de ivir-zivir islerle ugrasiyoruz. Bilmem kimin kopegi kaybolmus gel Supermen, su borusu patlamis gel Supermen. Gel Supermen, git Supermen. Babanizin usagi mi var? Gecen gun birinin kicinda sivilce cikmis bana sunu bi patlat diyor. Bu insanlarla iyice yuz-goz olduk bilader,suc bizde. Bunlara bu kadar yuz vermiyecektik. Bak Betmen e, adamin yanina kimse yaklasamiyor. Hem de acayip zengin. Biz de karin tokluguna kahramanlik yapiyoruz. Dunyayi kurtaran adammisiz. Hay siciyim dunyanizin icine.
12 Ocak Salı
Bu gun cok kotuyum. Bir-iki gundur kabiz olmustum. Bu kabizlik da benim icin hersey gibi buyuk dert. Zaten bu dunyada bana rahat-rahat sicmak bile haram arkadas. Cocukken koyde idare ediyorduk. Orasi genis arazi. Pek farkedilmiyor. Ama ya koca Metropolis te. Sehrin gobeginde olmuyor. Mesela Arizona krateri aslinda benim marifetimdir. Metropolis e ilk geldigimde normal insanlar gibi ben de tuvalete gitmistim. Biraz zorlayinca benim Superbok tuvaletin betonunu delip dunyanin obur tarafindan cikmisti. Zaten bosuna dememisler azimle sican betonu deler diye. O zaman buyuk olay oldu. Ama kimse bunun benim marifetim oldugunu anlamadi. Bu azimli bir vatadasin isidir deyip olayi kapattilar.Zaten o zamanlar boyle meshur da degildim. O zamandan bu yana rahatlamak icin uzaya cikiyorum. Ilk baslarda iyi oluyordu. Rahat rahat isimizi goruyorduk. Bu uzay arastirmalari falan ciktigindan bu yana artik uzayda da rahat yok arkadas. Zaten dunyanin yorungesinde -afferdersin- boktan bir uydu yapmistim. Bu insanlar beni burada da rahat birakmadilar. Ben de Ay i tuvalet olarak kullanmaya basladim. Ay yuzeyindeki bir cok krater benim eserimdir. Ama ne care, insanlar oraya da gelmeye baslayinca bu sefer Mars a gitmeye basladim cok iyi oluyordu. Hem orasi kayalikda bir yer. Kicimizi taslara siliyorduk. Cok iyi gunlerdi onlar. Sonra insanlar oraya da uydu bilmem ne gondermeye basladilar.Oraninda tadi kacti. Bir gun Mars ta rahat rahat isimi gorurken birden bir seyin kicimi yokladigini hissetim. Benim bildigim Mars ta hayat yok, arkama baktim insanlarin dunyadan gonderdigi robot kicimi inceliyor. Tabii aynen yamulttum robotu. uzuldum ama ne yapalim bilader bizim de kendimize gore bir imajimiz var. Ondan sonra butun dunyaya iste Supermen in supergotu diye yayinlayacaklar. Dunyanin maskarasi olacagiz. Daha onceden de dunyanin yorungesine sicarken NASA astronotlari bilmeden fotograflarimi cekmislerdi. Onlari NASA dan rica edip almistim. O olay oylece kapanmisti. Bu sefer herifler Internetten canli yayin yapiyor arkadas. Sonra diger gezegenlere, Jupitere, Saturn e gitmeye basladim. Bu insanlar orada da rahat birakmadilar. Gunes sisteminin her yerini uydularla doldurdular. Nereye gitsem karsima ya bir uydu, ya da bir sonda falan cikiyor. Bir sefer gunese gidiyim dedim, az daha kestaneyi kebap yapiyordum. Ben de artik Gunes Sistemi nin en uzak gezegeni Pluton a gidiyorum. Orasida cok soguk, adamin seyi donuyor ama ne yaparsin iste,gurbetlik. Iste neyse gecen gun acayip kabiz olmusum. Iyileseyim diye 10 kilo mushil aldim. Vay sen misin alan. Bu sefer de ishal oldum. Bu ishal beni mahvetti. Mesela gazetede calisiyorum, zart, kriz geliyor. Hemen tuvalete gidip kilik degistiriyorum ondan sonra ver gotunu -pardon- elini Pluton. Bir guzel rahatliyorum. tekrar donup yerime oturuyorum, iki dakika sonra bir kriz daha. Hadi bir daha ayni seyler. Tam 1643 defa Pluton a gittim geldim. Bir iki seferde Pluton a varamadan donumuza ettik. Pelerin-melerin hepsi batti. Allahtan Pluton da bir miktar buz var. Buzlari supergozlerimle eritip ustumu basimi yikadim.
Hadi.....eyvallah
Bugün gene Klark Kent kılığında işe gittim. Bu salak Klark ı oynamaktan bıktım artık. Sen kalk koskoca Süpermen ol, ondan sonra otobüsle, dolmuşla işe git. Otobüste sıkışık sıkışık giderken fordçunun biri arkama geçti, ağzı da leş gibi sarımsak kokuyordu. Şeytan dedi ki sok şu herifin ağzına elini, parmaklarını gözünden çıkar. Otobüsün lastiği patladı. İşin yoksa yürü babam yürü. İşe de geç kaldım. Bir de üstüne fırça yedim. Kahve makinesinden kahve alırken üstüme döktüm. Luis her zamanki gibi dalga geçti. Öğle yemeğinde çorbamdan sinek çıktı. Yemekten dönerken Süpermen kılığına girip düşen bir uçağı kurtardım. Millet yine çok yaşa Süpermen diye bağırdı, ben de onlara şirinlik yapıp el salladım.
8 Ocak Cuma
Bıktım artık bu dünyada yaşamaktan. Yok arkadaş ben bu dünyaya alışamadım. Bugün gazetedeki arkadaşlarla beraber öğle yemeğine Meksika lokantasına gittik. Hay gitmez olaydım. Yemekte Meksika usulü kurufasulye yedik. Sen misin yiyen. Akşama kadar gazdan geberdim. Gaz mesele değil bilader, -afferdersin- ossurunca geçer. Ama ya ossuramayınca? Midemde atom bombası patlasa birşey olmaz ama bu Meksika fasulyesi acayip birşey. Süperbağırsaklarım birbirine dolandı sandım. Şimdi hafiften ossursam binalar yıkılacak, ossurmasam geberecem. Evrendeki kötü güçlerin başedemediği süper kahraman Süpermen i bir uyduruk kurufasulye oldurecek. Tuvalette üstümü değişip uzaya gideyim dedim, benden önce herifin biri girdi, tam iki saat çıkmadı. Ne yaptın bilader iki saat yıllık mı sıçtın. Yuh be. Sonunda Süpermen olup uzaya kaçtım. Uzayda bir güzel zangır zangır ossurdum. Ooohh bee, dünya varmış. Acayip rahatladım. Bu arada yanlışlıkla arkamı Ay a dönüp öyle ossurmuşum, benimki süperossuruk Ay ın yörüngesinde iki derecelik sapma meydana geldi. Neyse onu da yörüngesine oturttum. Bundan böyle kurufasulyeyi de kriptonit gibi zararlı maddeler listesine koyuyorum. İnşallah düşmanlarım bu durumu öğrenmezler.
9 Ocak Cumartesi
Bugün tatil. Deyli Planet gazetesine gitmedim, çok mutluyum. Can sıkıntısından geberdim. Sonra bizim Betmen le Örümcek Adam aradılar. Akşama kadar ellibir, yanık, pişti falan oynadık. Okey de oynayacağız ama bilader dünyada üç tane süperkahraman var, olmuyor.Okeye dördüncü kahramanı dörtgözle bekliyoruz ama nafile. Herkes bizim gibi dünyanın derdiyle uğraşacak kadar enayi mi arkadaş.
10 Ocak Pazar
Canım sıkılınca şöyle bir şehri dolaşayım dedim. Çok güzel bir hatun gördüm. Süperüfürüğümle hatunun eteğini çaktırmadan havaya kaldırdım. O ne be? Meğer karı içine don giymemiş. Onu öyle görünce acayip azdım. Boş bir telefon kulübesi bulup üç saniyede oniki posta otuzbir çektim. Anca rahatladım. Bu yaşa geldik hala otuzbir çekiyoruz. Şu Luis le evlensek de abazalıktan kurtulsak. Ama olmuyor bilader. Şu babamın yaptığı keleği de kimse yapmadı bana. Beni dünyaya gönderirken yanıma bir de kız çocuğu koysaydı, biz de dünyada böyle sap gibi dolaşmazdık. Onunla bir güzel evlenip çoluk-çocuğa karışırdık. Peki babam ne yapmış? Yanımıza bir Kripton malı şişme bebek koymuş. O da 5 yıl önce bir azgınlık zamanımda patladı. Dünyadakilerde benim hızıma dayanamayıp eriyor. Benim kaderimi yazan eller kırılsın, ne diyeyim..
11 Ocak Pazartesi
Yine mesai basladi. Yine ayni patirti. Yine ayni kosturmaca. Yine ayni salak Klark. Yine ayni ukela Luis. Yine ayni felaketler, Yine ayni cok yasa Supermen laflari. Yine ayni numaradan siritmalar. Hic degisen bisey yok. Milletin keyfi keka. Istedigini ye-ic, istediginle yat-kalk, kilikdan kiliga girmene hic gerek yok. Oh ne guzel. Millet de keske Supermen gibi olsak der. Hadi ordan. Bu dunyada Supermen olacagima keske Kripton da çöpcü olsaydim. Ah gurbet ah. Kendi derdim yokmus gibi bi de elalemin derdiyle ugras. Herkesin derdine care bulmaya mecbur muyum arkadas? Hadi buyuk felaketleri, dunyanin basina bela olan zibidilerle ugrasmayi anladik, bir de ivir-zivir islerle ugrasiyoruz. Bilmem kimin kopegi kaybolmus gel Supermen, su borusu patlamis gel Supermen. Gel Supermen, git Supermen. Babanizin usagi mi var? Gecen gun birinin kicinda sivilce cikmis bana sunu bi patlat diyor. Bu insanlarla iyice yuz-goz olduk bilader,suc bizde. Bunlara bu kadar yuz vermiyecektik. Bak Betmen e, adamin yanina kimse yaklasamiyor. Hem de acayip zengin. Biz de karin tokluguna kahramanlik yapiyoruz. Dunyayi kurtaran adammisiz. Hay siciyim dunyanizin icine.
12 Ocak Salı
Bu gun cok kotuyum. Bir-iki gundur kabiz olmustum. Bu kabizlik da benim icin hersey gibi buyuk dert. Zaten bu dunyada bana rahat-rahat sicmak bile haram arkadas. Cocukken koyde idare ediyorduk. Orasi genis arazi. Pek farkedilmiyor. Ama ya koca Metropolis te. Sehrin gobeginde olmuyor. Mesela Arizona krateri aslinda benim marifetimdir. Metropolis e ilk geldigimde normal insanlar gibi ben de tuvalete gitmistim. Biraz zorlayinca benim Superbok tuvaletin betonunu delip dunyanin obur tarafindan cikmisti. Zaten bosuna dememisler azimle sican betonu deler diye. O zaman buyuk olay oldu. Ama kimse bunun benim marifetim oldugunu anlamadi. Bu azimli bir vatadasin isidir deyip olayi kapattilar.Zaten o zamanlar boyle meshur da degildim. O zamandan bu yana rahatlamak icin uzaya cikiyorum. Ilk baslarda iyi oluyordu. Rahat rahat isimizi goruyorduk. Bu uzay arastirmalari falan ciktigindan bu yana artik uzayda da rahat yok arkadas. Zaten dunyanin yorungesinde -afferdersin- boktan bir uydu yapmistim. Bu insanlar beni burada da rahat birakmadilar. Ben de Ay i tuvalet olarak kullanmaya basladim. Ay yuzeyindeki bir cok krater benim eserimdir. Ama ne care, insanlar oraya da gelmeye baslayinca bu sefer Mars a gitmeye basladim cok iyi oluyordu. Hem orasi kayalikda bir yer. Kicimizi taslara siliyorduk. Cok iyi gunlerdi onlar. Sonra insanlar oraya da uydu bilmem ne gondermeye basladilar.Oraninda tadi kacti. Bir gun Mars ta rahat rahat isimi gorurken birden bir seyin kicimi yokladigini hissetim. Benim bildigim Mars ta hayat yok, arkama baktim insanlarin dunyadan gonderdigi robot kicimi inceliyor. Tabii aynen yamulttum robotu. uzuldum ama ne yapalim bilader bizim de kendimize gore bir imajimiz var. Ondan sonra butun dunyaya iste Supermen in supergotu diye yayinlayacaklar. Dunyanin maskarasi olacagiz. Daha onceden de dunyanin yorungesine sicarken NASA astronotlari bilmeden fotograflarimi cekmislerdi. Onlari NASA dan rica edip almistim. O olay oylece kapanmisti. Bu sefer herifler Internetten canli yayin yapiyor arkadas. Sonra diger gezegenlere, Jupitere, Saturn e gitmeye basladim. Bu insanlar orada da rahat birakmadilar. Gunes sisteminin her yerini uydularla doldurdular. Nereye gitsem karsima ya bir uydu, ya da bir sonda falan cikiyor. Bir sefer gunese gidiyim dedim, az daha kestaneyi kebap yapiyordum. Ben de artik Gunes Sistemi nin en uzak gezegeni Pluton a gidiyorum. Orasida cok soguk, adamin seyi donuyor ama ne yaparsin iste,gurbetlik. Iste neyse gecen gun acayip kabiz olmusum. Iyileseyim diye 10 kilo mushil aldim. Vay sen misin alan. Bu sefer de ishal oldum. Bu ishal beni mahvetti. Mesela gazetede calisiyorum, zart, kriz geliyor. Hemen tuvalete gidip kilik degistiriyorum ondan sonra ver gotunu -pardon- elini Pluton. Bir guzel rahatliyorum. tekrar donup yerime oturuyorum, iki dakika sonra bir kriz daha. Hadi bir daha ayni seyler. Tam 1643 defa Pluton a gittim geldim. Bir iki seferde Pluton a varamadan donumuza ettik. Pelerin-melerin hepsi batti. Allahtan Pluton da bir miktar buz var. Buzlari supergozlerimle eritip ustumu basimi yikadim.
Hadi.....eyvallah
Çarpıtılmış Eğlenceli Atasözleri
stemek başarmanın karısıdır
Temizlik İran’dan gelir
Ağaç yaşken emilir
Hayatımı yazsam orman olur
Erkeğin midesine giden yol kalbinin yakınından geçer
Yalancının mumu yansıyana kadar yanar
Komşu komşunun gülüne muhtaçtır
Moda, insanın üstüne yapışanı giymesidir
Piyasadaki vurgunluk emişen ülkelerin hisse senetlerini feci vurdu dibe fırlattı
En bozuk saat bile günde iki kez yanılabilir
Kitabı en iyi şekilde emmeliyiz
Kitap insanın en iyi tostudur
Söz sükütse gümüş altındır
Az önce gıravata kravat dedin de ay ben bu yanlış söylemlere çok gülüyorum ya
Oğlum Dede Efendi mi o? Gerçekten ne kadan da efendiymiş
Ekspresko sıcak içilir lütfen
Ben lisedeyken Aykut Testi yaptırmıştım. Benim ki üstün bi alt sınırı çıkmıştı benim hemen üstümdekiler, Ünlü ressam Albert Einstein ile Ünlü Bilim Adamı Pascal Numan mış
Sana tebrik koyuyorum Erman
Mikro Dalgalı Fırın
Biz gayet misafirparkır bi aileyiz
Ekspressolarımızı koltuklarımıza yayılıp televizyon karşısında höpürdetelim
ADB doları aldı başını gidiyo
Yemekler zaman hışımına uğramasın
Biz de Boğaziçi'nde okurken “boyfirenkimiz” vardı
Üzüm üzüme baka baka kamaşır
İki kişinin bindiği tır değildir
Aşkın kaşı yoktur
Aşkı bulmak zor değildir onu koruklamaktır
Santranç benim ata sporumdur
Galiba Şah Mart oldu
Kulplu beygir dalında pek çok madalya ve ödüllüm vardır
Uzun lafın sopası
Her koyun kendi bacanağıylan basılır
Hayat gömme dolap gibidir inişleri ve çıkışları vardır
İstemek başarmanın karısıdır
Adale mülkün temelidir
ve bombaaa
İntikam; soğuk emilen bir inektir :)))))
Temizlik İran’dan gelir
Ağaç yaşken emilir
Hayatımı yazsam orman olur
Erkeğin midesine giden yol kalbinin yakınından geçer
Yalancının mumu yansıyana kadar yanar
Komşu komşunun gülüne muhtaçtır
Moda, insanın üstüne yapışanı giymesidir
Piyasadaki vurgunluk emişen ülkelerin hisse senetlerini feci vurdu dibe fırlattı
En bozuk saat bile günde iki kez yanılabilir
Kitabı en iyi şekilde emmeliyiz
Kitap insanın en iyi tostudur
Söz sükütse gümüş altındır
Az önce gıravata kravat dedin de ay ben bu yanlış söylemlere çok gülüyorum ya
Oğlum Dede Efendi mi o? Gerçekten ne kadan da efendiymiş
Ekspresko sıcak içilir lütfen
Ben lisedeyken Aykut Testi yaptırmıştım. Benim ki üstün bi alt sınırı çıkmıştı benim hemen üstümdekiler, Ünlü ressam Albert Einstein ile Ünlü Bilim Adamı Pascal Numan mış
Sana tebrik koyuyorum Erman
Mikro Dalgalı Fırın
Biz gayet misafirparkır bi aileyiz
Ekspressolarımızı koltuklarımıza yayılıp televizyon karşısında höpürdetelim
ADB doları aldı başını gidiyo
Yemekler zaman hışımına uğramasın
Biz de Boğaziçi'nde okurken “boyfirenkimiz” vardı
Üzüm üzüme baka baka kamaşır
İki kişinin bindiği tır değildir
Aşkın kaşı yoktur
Aşkı bulmak zor değildir onu koruklamaktır
Santranç benim ata sporumdur
Galiba Şah Mart oldu
Kulplu beygir dalında pek çok madalya ve ödüllüm vardır
Uzun lafın sopası
Her koyun kendi bacanağıylan basılır
Hayat gömme dolap gibidir inişleri ve çıkışları vardır
İstemek başarmanın karısıdır
Adale mülkün temelidir
ve bombaaa
İntikam; soğuk emilen bir inektir :)))))
parmaklarımız neden çıtlar
PARMAKLARIMIZ NEDEN ÇITIRDAR?
>>>
>>>"Bazý insanlar parmaklarýný çýtýrdatýr. Bu ses, sanýldýðý gibi kemiklerin
>>>birbirine çarpmasýndan doðmaz. Eklemleri yaðlayan sývýnýn 'içinde küçük
>>>gaz kabarcýklarý bulunuyor. Parmaklar çekilince veya herhangi bir eklem
>>>yavaþça düzleþtirilince sývý basýncý azalýr ve hava kabarcýklarý
>>>patlayarak "çýtlama" sesi oluþturur. Bu sesin tekrar oluþmasý için bir
>>>süre beklemek gerekir, çünkü yaðlayýcý sývý 'içinde yeni hava
>>>kabarcýklarý
>>>oluþmasý zaman alýr."
>>>
>>>"Bazý insanlar parmaklarýný çýtýrdatýr. Bu ses, sanýldýðý gibi kemiklerin
>>>birbirine çarpmasýndan doðmaz. Eklemleri yaðlayan sývýnýn 'içinde küçük
>>>gaz kabarcýklarý bulunuyor. Parmaklar çekilince veya herhangi bir eklem
>>>yavaþça düzleþtirilince sývý basýncý azalýr ve hava kabarcýklarý
>>>patlayarak "çýtlama" sesi oluþturur. Bu sesin tekrar oluþmasý için bir
>>>süre beklemek gerekir, çünkü yaðlayýcý sývý 'içinde yeni hava
>>>kabarcýklarý
>>>oluþmasý zaman alýr."
tayyip fıkrası
Tayyip ile Bush ilk bulusmalarinda birbirlerine hava atarlar.
> >> > Bush Tayyip'e
> >> >
> >> > - "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü
> >> > "diriltiriz" der.
> >> > Tayyip altta kalmaz ve o da; - "Bizdeki teknoloji çok farkli,
> >> > partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,
> >> > 3 saniyede kosmayi beceriyor" der.
> >> > Türkiye' ye döndügünde Tayyip'i bir
> >> > düsünce alir. Danismanlarini çagirir, ve attigi
> >> > palavrayi anlatir;
> >> >
> >> > -"Haftaya Bush geliyor,
> >> > yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz?" diye
> >> gt; sorar.
> >> > Danismanlardan biri hemen cevap verir:
> >> >
> >> > -"Onlara ölüyü nasil dirilttigini
> >> > sordunuz mu?"
> >> >
> >> > -"Hayir sormadik."
> >> >
> >> >
> >> >
> >> > -"O halde hiç korkmayin Basbakanim, alin
> >> >
> >> > Bush'u Anitkabir'e götürün. Atatürk'ü diriltmesini
> >> > isteyin. Diriltemezse o rezil olur. Yok
> >> > eger diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3
> >> > saniyede kosarsiniz!...
> >>
> >> > Bush Tayyip'e
> >> >
> >> > - "Bizde öyle bir teknoloji var ki, ölüyü
> >> > "diriltiriz" der.
> >> > Tayyip altta kalmaz ve o da; - "Bizdeki teknoloji çok farkli,
> >> > partimizin bütün elemanlari 100 metreyi,
> >> > 3 saniyede kosmayi beceriyor" der.
> >> > Türkiye' ye döndügünde Tayyip'i bir
> >> > düsünce alir. Danismanlarini çagirir, ve attigi
> >> > palavrayi anlatir;
> >> >
> >> > -"Haftaya Bush geliyor,
> >> > yalanimiz ortaya çikarsa ne yapariz?" diye
> >> gt; sorar.
> >> > Danismanlardan biri hemen cevap verir:
> >> >
> >> > -"Onlara ölüyü nasil dirilttigini
> >> > sordunuz mu?"
> >> >
> >> > -"Hayir sormadik."
> >> >
> >> >
> >> >
> >> > -"O halde hiç korkmayin Basbakanim, alin
> >> >
> >> > Bush'u Anitkabir'e götürün. Atatürk'ü diriltmesini
> >> > isteyin. Diriltemezse o rezil olur. Yok
> >> > eger diriltirse, siz zaten 100 metreyi 3
> >> > saniyede kosarsiniz!...
> >>
Sinir Bozucu Minik Zeka Oyunu
3 kişi duşunun. Para birleştirip bir radyo almaya gidiyorlar.
Radyo 30 lira. Hepsi 10'ar lira koyup radyoyu alıp gidiyor.
Fakat sonra tezgâhtar radyonun indirime girdiğini ve 25 liraya
düştüğünü
Hatırlıyor ve Çırağına 5 lira verip gidip para üstünü iade etmesini
istiyor.
Çırak 5 lirayı 3 kişiye bölüştüremeyeceğini düşünüp
2 lirayı cebine atıyor ve 3 lirayı 3 kişi arasında bölüştürüyor.
Böylece radyoyu 9'ar li raya almış oluyorlar.
Şimdi: 9 x 3 = 27
Çırak da cebine 2 lira attı 27 + 2 = 29
Peki geri kalan 1 liraya ne oldu.?
İste matematiğin içinden çıkamadığı hadise budur...!
Radyo 30 lira. Hepsi 10'ar lira koyup radyoyu alıp gidiyor.
Fakat sonra tezgâhtar radyonun indirime girdiğini ve 25 liraya
düştüğünü
Hatırlıyor ve Çırağına 5 lira verip gidip para üstünü iade etmesini
istiyor.
Çırak 5 lirayı 3 kişiye bölüştüremeyeceğini düşünüp
2 lirayı cebine atıyor ve 3 lirayı 3 kişi arasında bölüştürüyor.
Böylece radyoyu 9'ar li raya almış oluyorlar.
Şimdi: 9 x 3 = 27
Çırak da cebine 2 lira attı 27 + 2 = 29
Peki geri kalan 1 liraya ne oldu.?
İste matematiğin içinden çıkamadığı hadise budur...!
TRAKYALININ AŞK MEKTUBU :))
TRAKYALININ AŞK MEKTUBU
Sevgilim Asibe
Te bu aşam zamanlarıda epten akılcımı alır, gözümü
göğnümü bi oş edersin beyav.abe Allah belacımı versin
seni cuk severim. Ne derim sana bu aşk beni canımdan
etmezse gene iyi. Yatmazmıyım yatacıma abe bi direm
uyku girmez güzlerime. Dün o yanı dün bu yanı ep gene
silinmez senin ayalin beya. Günlerdir ekimekten sudan
kesildim artıkım. Tarlada elim çapa tutmaz, gayfide
desen ne bi laf iderim akıdeşleynen ne 66 uynarım.
Düşün bubam düşün. Recep ağanın sıpası gibi önüme baka
baka solurum. Aşamları sizin maallede sülerim 'yârim
sende vifa yokmu' şarkısını. Duyarsın elbet, elmiş
ninem bilem diğner. Anlarım kızanım seni anlarım der.
Ama üzmeyesin boşuna datlı canını unda u buba varken
vermez asibeyi sana der ep. İşte u zaman çeltik
tarlasına döner galbim ehpten gene vıcık vıcık. Şu
buban olucak gapçık ağızlıyı yola getiremezmisin beya.
Âşıklık çekeriz bilirsin işte. Eriye eriye gündöndü
sapına döndük anacını satımının. Az çok zanatimiz de
var. Yaparız fıtımış'ın baçade bi düğün. Daktırırım
beş dane cumuriyet, alırım uzun tülü mantu, alırım kul
çantası, alırım içine allık bilem. Süle anana aşama
bunları çıtlatsın bubana. Yoğsam atar em vallahi em
billahi damarları beğnimin. Buzmayasın adamın aklini.
Yarın gecem alil'le rasim'i yanıma gatıp senide
ısmayılın cibe atıp, çıktıkmı çulu yoluna bokumu
yetişirler arkamıza. Te ben adama buguda sülerim kal
sağlıcakla.
Seni seven sevgilin;
Yolsuzların Sarı Mümin
Sevgilim Asibe
Te bu aşam zamanlarıda epten akılcımı alır, gözümü
göğnümü bi oş edersin beyav.abe Allah belacımı versin
seni cuk severim. Ne derim sana bu aşk beni canımdan
etmezse gene iyi. Yatmazmıyım yatacıma abe bi direm
uyku girmez güzlerime. Dün o yanı dün bu yanı ep gene
silinmez senin ayalin beya. Günlerdir ekimekten sudan
kesildim artıkım. Tarlada elim çapa tutmaz, gayfide
desen ne bi laf iderim akıdeşleynen ne 66 uynarım.
Düşün bubam düşün. Recep ağanın sıpası gibi önüme baka
baka solurum. Aşamları sizin maallede sülerim 'yârim
sende vifa yokmu' şarkısını. Duyarsın elbet, elmiş
ninem bilem diğner. Anlarım kızanım seni anlarım der.
Ama üzmeyesin boşuna datlı canını unda u buba varken
vermez asibeyi sana der ep. İşte u zaman çeltik
tarlasına döner galbim ehpten gene vıcık vıcık. Şu
buban olucak gapçık ağızlıyı yola getiremezmisin beya.
Âşıklık çekeriz bilirsin işte. Eriye eriye gündöndü
sapına döndük anacını satımının. Az çok zanatimiz de
var. Yaparız fıtımış'ın baçade bi düğün. Daktırırım
beş dane cumuriyet, alırım uzun tülü mantu, alırım kul
çantası, alırım içine allık bilem. Süle anana aşama
bunları çıtlatsın bubana. Yoğsam atar em vallahi em
billahi damarları beğnimin. Buzmayasın adamın aklini.
Yarın gecem alil'le rasim'i yanıma gatıp senide
ısmayılın cibe atıp, çıktıkmı çulu yoluna bokumu
yetişirler arkamıza. Te ben adama buguda sülerim kal
sağlıcakla.
Seni seven sevgilin;
Yolsuzların Sarı Mümin
İnanç Üzerine Güzel Bir fıkra
Bir köyün camisinde, imam cemaate vaaz vermektedir.
Ansızın içeri dalan bir köylü, köyü sel basmakta olduğunu haber verir.
Bütün cemaat hemen kendilerini dışarı atıp kaçar. Sadece imam, bütün ısrarlara rağmen köyü terketmeyi reddeder ve Tanrı'nın kendisini koruyacağını söyleyerek camide kalır.
Kısa bir süre sonra sular camiye ulaşır, imam çaresiz minareye çıkar. Sular minarenin ilk katına yükselirken bir tekne imamı kurtarmaya gelir. Ancak dini bütün imam, Tanrı'nın kendisini koruyacağını söyleyerek tekneye binmez.
Sular yükselir. İmam ikinci kata çıkmak zorunda kalır.
Bir tekne daha gelir, ancak imam yine Tanrı'nın kendisini koruyacağına inancının tam olduğunu söyleyerek tekneye binmez.
Sular iyice yükselir. İmam artık minarenin en tepesindedir. Bir helikopter yaklaşır. İçindekiler, durumun kötü olduğunu anlatarak , imama helikoptere gelmesi konusunda ısrar ederler.
İmam helikoptere binmeyi de reddeder.
Bir süre sonra sular iyice yükselir ve imam boğularak ölür.
Kendisini Cennetin kapısında melekler karşılar.
Melek: Hoşgeldiniz, Cennette köşkünüz hazırlandı, buyrun.
İmam: Cennete girmek istediğimden emin değilim.
Melek: Neden?
İmam: Tanrı'ya biraz kırgınım.
Melek: Ne oldu ki?
İmam: Ben hayatımı ibadet ederek geçirdim, insanlara hep iyilik yaptım, günahtan uzak durdum. Yaşadığım köyü sel bastı, herkes kaçtı ama Tanrı'nın beni kurtaracağına inandığımdan ben kaldım. Görüyorsunuz ki şimdi burdayım.
Tam bu sırada yukarıdan Tanrı'nın sesi duyulur.
"Salağa, iki tekne, bir helikopter gönderdik
Ansızın içeri dalan bir köylü, köyü sel basmakta olduğunu haber verir.
Bütün cemaat hemen kendilerini dışarı atıp kaçar. Sadece imam, bütün ısrarlara rağmen köyü terketmeyi reddeder ve Tanrı'nın kendisini koruyacağını söyleyerek camide kalır.
Kısa bir süre sonra sular camiye ulaşır, imam çaresiz minareye çıkar. Sular minarenin ilk katına yükselirken bir tekne imamı kurtarmaya gelir. Ancak dini bütün imam, Tanrı'nın kendisini koruyacağını söyleyerek tekneye binmez.
Sular yükselir. İmam ikinci kata çıkmak zorunda kalır.
Bir tekne daha gelir, ancak imam yine Tanrı'nın kendisini koruyacağına inancının tam olduğunu söyleyerek tekneye binmez.
Sular iyice yükselir. İmam artık minarenin en tepesindedir. Bir helikopter yaklaşır. İçindekiler, durumun kötü olduğunu anlatarak , imama helikoptere gelmesi konusunda ısrar ederler.
İmam helikoptere binmeyi de reddeder.
Bir süre sonra sular iyice yükselir ve imam boğularak ölür.
Kendisini Cennetin kapısında melekler karşılar.
Melek: Hoşgeldiniz, Cennette köşkünüz hazırlandı, buyrun.
İmam: Cennete girmek istediğimden emin değilim.
Melek: Neden?
İmam: Tanrı'ya biraz kırgınım.
Melek: Ne oldu ki?
İmam: Ben hayatımı ibadet ederek geçirdim, insanlara hep iyilik yaptım, günahtan uzak durdum. Yaşadığım köyü sel bastı, herkes kaçtı ama Tanrı'nın beni kurtaracağına inandığımdan ben kaldım. Görüyorsunuz ki şimdi burdayım.
Tam bu sırada yukarıdan Tanrı'nın sesi duyulur.
"Salağa, iki tekne, bir helikopter gönderdik
Çok Komik Süper Gelin Kaynana Fıkrası
Gelin kaynana karsi karsiya oturmuslar
> Kaynana ;
> - gelin sen daha yenisin
> birbirimizin huyunu suyunu oturup
> Konusarak anlayalim demis.
> Gelin de ;
> -Tabi Anne konusalım demis..
> Kaynana baslamis anlatmaya.
> - Aman kizim benim 3 halim vardir
> dikkat et.
> Sagima gul Takmissam;
> neseli olurum. Her yola gelirim.
> -Kulagimin arkasina gul takmissam
> havamda olmam.
> Cok israrci Olma.
> - Eger ki yakama yada kulagima
> gul takmamissam sakin ha,
> Etrafimda Dolasma cok sinirli
> Olurum.
> Gelin, kaynana lafini bitirince girmis lafa;
> -Amaaaan Anneee..
> Benim oyle 3-5 halim falan yoktur.
> Bacak Bacak Ustune atarim,
> Sigarami yakarim,
> Sen gulunu KICINA DA taksan
> Ben keyfime Bakarim.
> Kaynana ;
> - gelin sen daha yenisin
> birbirimizin huyunu suyunu oturup
> Konusarak anlayalim demis.
> Gelin de ;
> -Tabi Anne konusalım demis..
> Kaynana baslamis anlatmaya.
> - Aman kizim benim 3 halim vardir
> dikkat et.
> Sagima gul Takmissam;
> neseli olurum. Her yola gelirim.
> -Kulagimin arkasina gul takmissam
> havamda olmam.
> Cok israrci Olma.
> - Eger ki yakama yada kulagima
> gul takmamissam sakin ha,
> Etrafimda Dolasma cok sinirli
> Olurum.
> Gelin, kaynana lafini bitirince girmis lafa;
> -Amaaaan Anneee..
> Benim oyle 3-5 halim falan yoktur.
> Bacak Bacak Ustune atarim,
> Sigarami yakarim,
> Sen gulunu KICINA DA taksan
> Ben keyfime Bakarim.
17 Ağustos 2010 Salı
ERKEKLERİN KADINLARA YAPTIĞI İĞRENÇ ASILMALAR VE CEVAPLARI
ERKEKLER 2 YE ayrılıyor. işi bilenler ve bilmeyen ezikler.
eziklerin yöntemleri ve cavpları aşağıda..
------------------
Sokak, kafe, bar ya da sinema… Ortam ne olursa olsun erkeklerin tanışma
yöntemleri aynı. Ama siz, üzerinde düşünülmemiş, klişeler abidesi bu sözlere
zekice cevaplar vererek, bir daha hiç görüşmemeyi garanti altına alabilirsiniz!
Erkek: Bana isminizi bağışlar mısınız?
Kadın: Neden? Sizin yok mu?
Erkek: Size bir içki ısmarlayabilir miyim?
Kadın: Aslında içkinin parasını direkt alsam
daha iyi olur.
Erkek: Ben bir fotoğrafçıyım ve ne zamandır
sizinki gibi bir yüz arıyordum.
Kadın: Ben de estetik cerrahım ve ne
zamandır sizinki gibi bir yüz arıyordum.
Erkek: Sanırım sizinle daha önce bir kez
çıkmıştık ya da iki kez?
Kadın: Sadece bir kez çıkmış olabiliriz,
çünkü aynı hatayı ikinci kez yapmam.
Erkek: Nasıl bu kadar güzel olabiliyorsunuz!
Kadın: Sanırım doğarken sizin payınızı da
ben almışım.
Erkek: Bu cumartesi benimle çıkar mısınız?
Kadın: Üzgünüm, bu cumartesi başım
ağrıyacak.
Erkek: Birçok erkeğin başını döndürüyor
olmalısınız.
Kadın: Siz de birçok kadının midesini
bulandırıyor olmalısınız.
Erkek: Sizi çok mutlu edebilirim.
Kadın: Nasıl? Gidiyor musunuz?
Erkek: Size evlenme teklif etsem, ne cevap
verirdiniz?
Kadın: Bir şey diyemezdim muhtemelen, çünkü
gülerken konuşamam.
Erkek: Sizi sinemaya davet edebilir miyim?
Kadın: Ben o filmi gördüm.
Erkek: Hayatım boyunca neredeydiniz?
Kadın: Sizden saklanıyordum.
Erkek: Hayatım boyunca neredeydiniz?
Kadın: Hayatınızın geri kalanında da
olacağım yerde, rüyalarınızda.
Erkek: Sizi daha önce bir yerde görmüş
gibiyim…
Kadın: Evet, o yüzden artık oraya
gitmiyorum.
Erkek: Bu koltuk boş mu?
Kadın: Evet, ama oturursanız bu boşalacak.
Erkek: Ne işle meşgulsünüz?
Kadın: Kadın taklidi yapıyorum.
Erkek: Sizi çıplak görebilseydim çok mutlu
ölürdüm herhalde.
Kadın: Ben sizi çıplak görseydim gülmekten
ölürdüm herhalde.
eziklerin yöntemleri ve cavpları aşağıda..
------------------
Sokak, kafe, bar ya da sinema… Ortam ne olursa olsun erkeklerin tanışma
yöntemleri aynı. Ama siz, üzerinde düşünülmemiş, klişeler abidesi bu sözlere
zekice cevaplar vererek, bir daha hiç görüşmemeyi garanti altına alabilirsiniz!
Erkek: Bana isminizi bağışlar mısınız?
Kadın: Neden? Sizin yok mu?
Erkek: Size bir içki ısmarlayabilir miyim?
Kadın: Aslında içkinin parasını direkt alsam
daha iyi olur.
Erkek: Ben bir fotoğrafçıyım ve ne zamandır
sizinki gibi bir yüz arıyordum.
Kadın: Ben de estetik cerrahım ve ne
zamandır sizinki gibi bir yüz arıyordum.
Erkek: Sanırım sizinle daha önce bir kez
çıkmıştık ya da iki kez?
Kadın: Sadece bir kez çıkmış olabiliriz,
çünkü aynı hatayı ikinci kez yapmam.
Erkek: Nasıl bu kadar güzel olabiliyorsunuz!
Kadın: Sanırım doğarken sizin payınızı da
ben almışım.
Erkek: Bu cumartesi benimle çıkar mısınız?
Kadın: Üzgünüm, bu cumartesi başım
ağrıyacak.
Erkek: Birçok erkeğin başını döndürüyor
olmalısınız.
Kadın: Siz de birçok kadının midesini
bulandırıyor olmalısınız.
Erkek: Sizi çok mutlu edebilirim.
Kadın: Nasıl? Gidiyor musunuz?
Erkek: Size evlenme teklif etsem, ne cevap
verirdiniz?
Kadın: Bir şey diyemezdim muhtemelen, çünkü
gülerken konuşamam.
Erkek: Sizi sinemaya davet edebilir miyim?
Kadın: Ben o filmi gördüm.
Erkek: Hayatım boyunca neredeydiniz?
Kadın: Sizden saklanıyordum.
Erkek: Hayatım boyunca neredeydiniz?
Kadın: Hayatınızın geri kalanında da
olacağım yerde, rüyalarınızda.
Erkek: Sizi daha önce bir yerde görmüş
gibiyim…
Kadın: Evet, o yüzden artık oraya
gitmiyorum.
Erkek: Bu koltuk boş mu?
Kadın: Evet, ama oturursanız bu boşalacak.
Erkek: Ne işle meşgulsünüz?
Kadın: Kadın taklidi yapıyorum.
Erkek: Sizi çıplak görebilseydim çok mutlu
ölürdüm herhalde.
Kadın: Ben sizi çıplak görseydim gülmekten
ölürdüm herhalde.
Etiketler:
asılma,
erkekler,
lkadınlar,
taciz,
tanışma denemeleri
Mahkemelerden Gerçek ve Komik Diyaloglar
Okuyacaklariniz tamamen gerçek mahkeme tutanaklaridir
SORU : Dogum tarihiniz nedir?
CEVAP : 15 Temmuz
SORU : Hangi yil?
CEVAP : Her yil
SORU : Hastaliginiz hafizanizi etkiliyor mu?
CEVAP : Evet
SORU : Peki ne sekilde etkiliyor?
CEVAP : Olaylari unutuyorum.
SORU : Bize unuttugunuz bir seyi örnek olarak verebilir misiniz?
SORU : Sizinle yasayan oglunuz kaç yasinda?
CEVAP : Ya 38 ya da 35 Hangisi oldugunu hatirlamiyorum.
SORU : Ne kadardir sizinle yasiyor?
CEVAP : 45 yildir
SORU : Kocaniz uyandigi zaman, size söylediði ilk sey neydi?
CEVAP : Bana ''Neredeyim ben, Canan?'' dedi.
SORU : Peki bu niçin caninizi siktı?
CEVAP : Çünkü benim adim Suzan...
SORU : Korna çaldiniz mi?
CEVAP : Kazadan sonra mi?
SORU : Kazadan önce.
CEVAP : Tabii; 10 yil boyunca...
SORU : Kadinin üç çocugu vardi degil mi?
CEVAP : Evet.
SORU : Kaçi erkekti?
CEVAP : Hiçbiri.
SORU : Hiç kiz çocugu var miydi?
SORU : Merdivenlerin bodrum katina indigini söylediniz.
CEVAP : Evet.
SORU : Ayni merdivenler yukari çikiyor muydu?
SORU : Ilk evliliginiz nasil sona erdi?
CEVAP : Ölümle.
SORU : Ölen kimdi?
SORU : Saldirgani tarif eder misiniz?
CEVAP : Orta boyluydu, sakali vardi.
SORU : Kadin miydi, erkek miydi?
SORU : Vücudu incelediginiz zamani hatirliyor musunuz?
CEVAP : Otopsi 18.30 da basladi.
SORU : Adam ölüydü degil mi?
CEVAP : Yok, masada oturmus, neden üzerinde otopsi yaptigimi merak ediyordu
SORU : Dogum tarihiniz nedir?
CEVAP : 15 Temmuz
SORU : Hangi yil?
CEVAP : Her yil
SORU : Hastaliginiz hafizanizi etkiliyor mu?
CEVAP : Evet
SORU : Peki ne sekilde etkiliyor?
CEVAP : Olaylari unutuyorum.
SORU : Bize unuttugunuz bir seyi örnek olarak verebilir misiniz?
SORU : Sizinle yasayan oglunuz kaç yasinda?
CEVAP : Ya 38 ya da 35 Hangisi oldugunu hatirlamiyorum.
SORU : Ne kadardir sizinle yasiyor?
CEVAP : 45 yildir
SORU : Kocaniz uyandigi zaman, size söylediði ilk sey neydi?
CEVAP : Bana ''Neredeyim ben, Canan?'' dedi.
SORU : Peki bu niçin caninizi siktı?
CEVAP : Çünkü benim adim Suzan...
SORU : Korna çaldiniz mi?
CEVAP : Kazadan sonra mi?
SORU : Kazadan önce.
CEVAP : Tabii; 10 yil boyunca...
SORU : Kadinin üç çocugu vardi degil mi?
CEVAP : Evet.
SORU : Kaçi erkekti?
CEVAP : Hiçbiri.
SORU : Hiç kiz çocugu var miydi?
SORU : Merdivenlerin bodrum katina indigini söylediniz.
CEVAP : Evet.
SORU : Ayni merdivenler yukari çikiyor muydu?
SORU : Ilk evliliginiz nasil sona erdi?
CEVAP : Ölümle.
SORU : Ölen kimdi?
SORU : Saldirgani tarif eder misiniz?
CEVAP : Orta boyluydu, sakali vardi.
SORU : Kadin miydi, erkek miydi?
SORU : Vücudu incelediginiz zamani hatirliyor musunuz?
CEVAP : Otopsi 18.30 da basladi.
SORU : Adam ölüydü degil mi?
CEVAP : Yok, masada oturmus, neden üzerinde otopsi yaptigimi merak ediyordu
Çocukların Evlilik Hakkında Düşündükleri
KİMİNLE EVLENECEGİNİZE NASIL KARAR VERİRSİNİZ?
"Buna biz karar veremey...iz, Tanrı bunları önceden ayarlamıştır. Biz de kime takılacaksak, bir gün yolda yürürken karşımıza çıkar."Zeynep, 10 yaşında.
EVLENMEK İÇİN EN UYGUN YAŞ KAÇ OLMALI?
"Yaşla ilgisi yok, evlenmek için aptal olmak yeter" Ali, 6 yaşında (bizden akıllı)
- ANNENLE BABANIN ORTAK YÖNÜ NEDİR?
"İkisi de, baska çocuk istemez." Selin, 8 yaşında.
- BIR KIZLA BIR ERKEK ÇIKTIKLARI ZAMAN NELER YAPARLAR?
"Biriyle çıkmak çok eğlenceli..Aslında yeterince sabırla dinleyebilirseniz, erkekler bazen güzel konuşuyorlar." Gamze, 8 yaşında. (gerçekten 8 mi dersiniz?)
"İlk randevuda birbirlerine yalan söylerler. Ama bu yalanlar ikinci kez buluşmak isteyecek kadar ilginç olmalı" Metin, 10 yaşında (sizce ?)
- İLK RANDEVUDAN MEMNUN KALMAZSAN NE YAPARSIN?
"Eve gidip ölü taklidi yaparım. Ertesi gün bütün gazeteleri arayıp Ben öldüm ismimi cenaze ilanlarınıza yazar mısınız derim" Hüseyin, 9 yaşında.
- BİRİNİ ÖPMEK HANGİ ŞARTLARDA DOGRUDUR?
"Çok parası varsa." Petek, 7 yaşında (acaba bunun soyadI ; "Dinçöz mü?)
"Kanunlar en az 18 yaşında olmalısınız diyor ama kanunları boşver" Cüneyt, 7 yaşında (delikanli çocuk)
"Ben öpmem. Kadınlar öpünce hemen evlenip çocuk yapmak istiyorlar,Ben ugraşamam". Levent, 8 yaşında (daha delikanlı)
- EVLİLİK DİYE BİRŞEY OLMASAYDI NELER OLURDU?
"Hesabını vermemiz gereken bir sürü bebek olurdu". Murat,8 yaşında (çok zekice)
"Buna biz karar veremey...iz, Tanrı bunları önceden ayarlamıştır. Biz de kime takılacaksak, bir gün yolda yürürken karşımıza çıkar."Zeynep, 10 yaşında.
EVLENMEK İÇİN EN UYGUN YAŞ KAÇ OLMALI?
"Yaşla ilgisi yok, evlenmek için aptal olmak yeter" Ali, 6 yaşında (bizden akıllı)
- ANNENLE BABANIN ORTAK YÖNÜ NEDİR?
"İkisi de, baska çocuk istemez." Selin, 8 yaşında.
- BIR KIZLA BIR ERKEK ÇIKTIKLARI ZAMAN NELER YAPARLAR?
"Biriyle çıkmak çok eğlenceli..Aslında yeterince sabırla dinleyebilirseniz, erkekler bazen güzel konuşuyorlar." Gamze, 8 yaşında. (gerçekten 8 mi dersiniz?)
"İlk randevuda birbirlerine yalan söylerler. Ama bu yalanlar ikinci kez buluşmak isteyecek kadar ilginç olmalı" Metin, 10 yaşında (sizce ?)
- İLK RANDEVUDAN MEMNUN KALMAZSAN NE YAPARSIN?
"Eve gidip ölü taklidi yaparım. Ertesi gün bütün gazeteleri arayıp Ben öldüm ismimi cenaze ilanlarınıza yazar mısınız derim" Hüseyin, 9 yaşında.
- BİRİNİ ÖPMEK HANGİ ŞARTLARDA DOGRUDUR?
"Çok parası varsa." Petek, 7 yaşında (acaba bunun soyadI ; "Dinçöz mü?)
"Kanunlar en az 18 yaşında olmalısınız diyor ama kanunları boşver" Cüneyt, 7 yaşında (delikanli çocuk)
"Ben öpmem. Kadınlar öpünce hemen evlenip çocuk yapmak istiyorlar,Ben ugraşamam". Levent, 8 yaşında (daha delikanlı)
- EVLİLİK DİYE BİRŞEY OLMASAYDI NELER OLURDU?
"Hesabını vermemiz gereken bir sürü bebek olurdu". Murat,8 yaşında (çok zekice)
Eğitim mi - Yoksa Maya mı?
insanın mayası önemlidir. Mayasında yoksa ne kadar eğitirsen eğit insan adam olamaz. Hani derler ya okumak cehaleti alır eşeklik baki kalır diye işte bu da bir örneği..
buyrun hilaye ===>
*-*-*-*-*-
Eski iran hükümdarlarından biri vezirine oğlunun hocasından yakınıyordu:
- Ben istiyorum ki oğlum ilim öğrensin, benim yerime iyi bir hükümdar olsun, o ise devamlı müzikle, sesle, sazla meşgul Demek ki hocası buna iyi bir yön veremiyor
Vezir aynı görüşte değildi:
- Hükümdarım hocanın elinde mucize yok Çocuğun kabiliyeti neye ise hocası ancak onda ilerlemesine, olgunlaşmasına yardım edebilir İnsanın tabiatı değiştirilemez Terbiye yaratılışa tabidir
Hükümdar aksi görüşteydi Terbiye ile yaratılışa yön verebileceğini iddia ediyordu Bunu kanıtlamak için bir akşam sarayında bir eğlence düzenledi Bu eğlence sırasında eğitilmiş kedilerin bir gösterisi de yer aldı Bu kediler, sırtlarında, bir tabak içinde yanan mumları taşıyorlar ve onları
düşünmüyorlardı Hükümdar vezire bu kedileri göstererek:
- Görüyorsunuz, terbiyenin nelere gücü yetiyor, dedi
Vezir karşılık vermedi Olumlu, olumsuz bir şey söylemedi Yeni bir eğlence gecesini bekledi Bir başka gecede düzenlenen eğlenceye gelirken yanında gizlice bir kaç tane fare getirdi Kediler gösteriye başladığı zaman bu fareleri kedilerin ortasına doğru salıverdi Fareleri gören kediler sırtlarındaki tabağı, mumu unutup farelerin peşine takıldılar Mumlar, tabaklar hepsi bir yana yuvarlandı Yanan mumlardan yerdeki halılar tutuştu Ortalık bir anda ana-baba gününe döndü Tam bu esnada vezir padişaha yanaşıp iddiasını kanıtlamanın gururuyla şöyle dedi:
- Gördünüz mü padişahım terbiye yaratılışa tabidir
buyrun hilaye ===>
*-*-*-*-*-
Eski iran hükümdarlarından biri vezirine oğlunun hocasından yakınıyordu:
- Ben istiyorum ki oğlum ilim öğrensin, benim yerime iyi bir hükümdar olsun, o ise devamlı müzikle, sesle, sazla meşgul Demek ki hocası buna iyi bir yön veremiyor
Vezir aynı görüşte değildi:
- Hükümdarım hocanın elinde mucize yok Çocuğun kabiliyeti neye ise hocası ancak onda ilerlemesine, olgunlaşmasına yardım edebilir İnsanın tabiatı değiştirilemez Terbiye yaratılışa tabidir
Hükümdar aksi görüşteydi Terbiye ile yaratılışa yön verebileceğini iddia ediyordu Bunu kanıtlamak için bir akşam sarayında bir eğlence düzenledi Bu eğlence sırasında eğitilmiş kedilerin bir gösterisi de yer aldı Bu kediler, sırtlarında, bir tabak içinde yanan mumları taşıyorlar ve onları
düşünmüyorlardı Hükümdar vezire bu kedileri göstererek:
- Görüyorsunuz, terbiyenin nelere gücü yetiyor, dedi
Vezir karşılık vermedi Olumlu, olumsuz bir şey söylemedi Yeni bir eğlence gecesini bekledi Bir başka gecede düzenlenen eğlenceye gelirken yanında gizlice bir kaç tane fare getirdi Kediler gösteriye başladığı zaman bu fareleri kedilerin ortasına doğru salıverdi Fareleri gören kediler sırtlarındaki tabağı, mumu unutup farelerin peşine takıldılar Mumlar, tabaklar hepsi bir yana yuvarlandı Yanan mumlardan yerdeki halılar tutuştu Ortalık bir anda ana-baba gününe döndü Tam bu esnada vezir padişaha yanaşıp iddiasını kanıtlamanın gururuyla şöyle dedi:
- Gördünüz mü padişahım terbiye yaratılışa tabidir
Bu besinler Tok Tutuyor
Sağlıklı orucun yolu ise düzenli bir beslenme programına uymaktan ve sahurda ile iftar vakitlerinde tok tutan besinleri tüketmekten geçiyor.
Dyt. Yeşim Çelik, Ramazan ayında tok tutan yiyeceklerle sağlıklı beslenme hakkında bilgi verdi.
Ramazan ayında öğün sayısının ikiye düşmesi, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi daha da önemli hale getiriyor. Çünkü bu ayda, öğün zamanlarında, yemek miktarlarında ve tercih edilen besinlerin çeşitlerinde önemli değişiklikler oluyor. Öğün sayısının azalmasına bağlı olarak vücudun ihtiyacı olan enerji, protein, vitamin, mineraller ve en önemlisi kalsiyum ihtiyacı azalmıyor. Özellikle sahur ile iftar arasının önceki yıllara göre daha uzun olması, oruç tutan kişilerin açlık ve susuzluğu yoğun hissetmesine sebep oluyor. Bu nedenle kan şekerini hızla yükseltmeyen, glisemik indeksi düşük besinlerin tercih edilmesi büyük önem taşıyor.
Pilavda esmer pirinç, makarnada kepekli olanı tercih edin
İftar ve sahur sofralarını, 11 ay boyunca tüketilen besinlerin yerine, hem gün boyu tok tutacak hem de sağlıklı beslenmeyi sağlayacak yiyeceklerle hazırlamak gerekiyor. Tokluğu uzun süre sürdürecek olan besin grupları; sindirimi ve emilimi uzun süren gıdalardır. “Kompleks karbonhidratlar” adı verilen sebze, meyve, kurubaklagiller, tahıllar, esmer (kepek, çavdar, tam buğday unundan yapılmış) ekmek, esmer pirinç, kepekli makarna gibi besinlerdir.
İftar ve sahurda bir bardak süt için
Açlığın kaynağı kan şekerinin düşmesi ise meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketmek gibi beslenmemizde çeşitli değişiklikler yapmalıyız. Bu besinler kan şekerimizin gün boyu dengede kalmasını sağlayarak açlık hissinin oluşmasını engelleyecektir. Ayrıca, iftar ve sahurda içilen bir bardak süt, içerdiği karbonhidrat, protein, yağ, kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum ve B vitaminleri nedeniyle Ramazan’da sağlıklı beslenmenin temelini oluşturuyor. Sıvı besinler mideyi çabuk terk ettiğinden kişiler çok daha çabuk açlık hissediyor. Bu yüzden çorba, ayran gibi besinler tek başlarına değil; protein içeriği yüksek ve posalı gıdalarla beraber tercih edilmelidir.
İftarda yenen salata tatlı isteğini baskılıyor
Ramazanda gün boyunca aç kalınacağı için yavaş sindirilen, mide bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve kana geçiş hızı düşük olan esmer tahıl ürünleri, sebzeler, kurubaklagiller, salata gibi gıdaları iftarda tercih etmek, iftar sonrası yaşanabilecek rahatsızlıkları ve aşırı tatlı isteğini engeller.
Çorba iftar mönünüzün vazgeçilmesi olmalı
İftar yemeğine başlarken doyurucu ve sindirimi kolay çorba ile başlamak ve arada sadece salata tüketerek zaman geçirmeye çalışmak faydalıdır. İftardan 30 dakika sonra tüketilen ana öğünde etli veya etsiz, az yağlı sebze yemeği ile az miktarda pilav, makarna veya börek yenebilir. Bunun yanında yoğurt, ayran veya süt tüketimi ihmal edilmemeli; süt ürünleri tüketiminin günde 2 su bardağının altına düşmemesine özen gösterilmelidir. Yani pide yenilecek ise makarna ya da pilavı sınırlamak veya hiç yememek gerekir.
İftardan 2 saat sonra meyve yiyin
İftarda kan şekerini hızlı yükseltmeyecek besinleri önerilen zaman aralıklarında tüketmek iftar sonrasındaki oluşabilecek tatlı krizlerini ortadan kaldıracaktır. Bu şekilde fazladan alınabilecek kalori miktarı sınırlamış olacaktır. İftar yemeğinden 1.5-2 saat sonra meyve ara öğünü yapmak faydalı olacaktır. Yemeğin ardından şerbetli hamur tatlıları, kızartılan tatlılar yerine muhallebi, güllaç gibi sütlü tatlılar veya meyve tüketilmelidir. Ramazan ayının tatlısı olan güllaç oldukça keyifli ve sağlıklı bir seçim olacaktır. Meyve tatlıları, sütlaç gibi tatlılar da alternatifleri olabilir. Ama tabi miktarına dikkat ederek! Yemekten 1-2 saat sonra yarın saatlik bir yürüyüş de yapılabilir.
Dyt. Yeşim Çelik, Ramazan ayında tok tutan yiyeceklerle sağlıklı beslenme hakkında bilgi verdi.
Ramazan ayında öğün sayısının ikiye düşmesi, sağlıklı ve dengeli beslenmeyi daha da önemli hale getiriyor. Çünkü bu ayda, öğün zamanlarında, yemek miktarlarında ve tercih edilen besinlerin çeşitlerinde önemli değişiklikler oluyor. Öğün sayısının azalmasına bağlı olarak vücudun ihtiyacı olan enerji, protein, vitamin, mineraller ve en önemlisi kalsiyum ihtiyacı azalmıyor. Özellikle sahur ile iftar arasının önceki yıllara göre daha uzun olması, oruç tutan kişilerin açlık ve susuzluğu yoğun hissetmesine sebep oluyor. Bu nedenle kan şekerini hızla yükseltmeyen, glisemik indeksi düşük besinlerin tercih edilmesi büyük önem taşıyor.
Pilavda esmer pirinç, makarnada kepekli olanı tercih edin
İftar ve sahur sofralarını, 11 ay boyunca tüketilen besinlerin yerine, hem gün boyu tok tutacak hem de sağlıklı beslenmeyi sağlayacak yiyeceklerle hazırlamak gerekiyor. Tokluğu uzun süre sürdürecek olan besin grupları; sindirimi ve emilimi uzun süren gıdalardır. “Kompleks karbonhidratlar” adı verilen sebze, meyve, kurubaklagiller, tahıllar, esmer (kepek, çavdar, tam buğday unundan yapılmış) ekmek, esmer pirinç, kepekli makarna gibi besinlerdir.
İftar ve sahurda bir bardak süt için
Açlığın kaynağı kan şekerinin düşmesi ise meyve suyu yerine meyvenin kendisini tüketmek gibi beslenmemizde çeşitli değişiklikler yapmalıyız. Bu besinler kan şekerimizin gün boyu dengede kalmasını sağlayarak açlık hissinin oluşmasını engelleyecektir. Ayrıca, iftar ve sahurda içilen bir bardak süt, içerdiği karbonhidrat, protein, yağ, kalsiyum, fosfor, magnezyum, potasyum ve B vitaminleri nedeniyle Ramazan’da sağlıklı beslenmenin temelini oluşturuyor. Sıvı besinler mideyi çabuk terk ettiğinden kişiler çok daha çabuk açlık hissediyor. Bu yüzden çorba, ayran gibi besinler tek başlarına değil; protein içeriği yüksek ve posalı gıdalarla beraber tercih edilmelidir.
İftarda yenen salata tatlı isteğini baskılıyor
Ramazanda gün boyunca aç kalınacağı için yavaş sindirilen, mide bağırsak sisteminde uzun süre kalabilen lifli ve kana geçiş hızı düşük olan esmer tahıl ürünleri, sebzeler, kurubaklagiller, salata gibi gıdaları iftarda tercih etmek, iftar sonrası yaşanabilecek rahatsızlıkları ve aşırı tatlı isteğini engeller.
Çorba iftar mönünüzün vazgeçilmesi olmalı
İftar yemeğine başlarken doyurucu ve sindirimi kolay çorba ile başlamak ve arada sadece salata tüketerek zaman geçirmeye çalışmak faydalıdır. İftardan 30 dakika sonra tüketilen ana öğünde etli veya etsiz, az yağlı sebze yemeği ile az miktarda pilav, makarna veya börek yenebilir. Bunun yanında yoğurt, ayran veya süt tüketimi ihmal edilmemeli; süt ürünleri tüketiminin günde 2 su bardağının altına düşmemesine özen gösterilmelidir. Yani pide yenilecek ise makarna ya da pilavı sınırlamak veya hiç yememek gerekir.
İftardan 2 saat sonra meyve yiyin
İftarda kan şekerini hızlı yükseltmeyecek besinleri önerilen zaman aralıklarında tüketmek iftar sonrasındaki oluşabilecek tatlı krizlerini ortadan kaldıracaktır. Bu şekilde fazladan alınabilecek kalori miktarı sınırlamış olacaktır. İftar yemeğinden 1.5-2 saat sonra meyve ara öğünü yapmak faydalı olacaktır. Yemeğin ardından şerbetli hamur tatlıları, kızartılan tatlılar yerine muhallebi, güllaç gibi sütlü tatlılar veya meyve tüketilmelidir. Ramazan ayının tatlısı olan güllaç oldukça keyifli ve sağlıklı bir seçim olacaktır. Meyve tatlıları, sütlaç gibi tatlılar da alternatifleri olabilir. Ama tabi miktarına dikkat ederek! Yemekten 1-2 saat sonra yarın saatlik bir yürüyüş de yapılabilir.
Menfaat ve İnançları Çatışması
Menfattir insanı getiren vecde,
cennet vaad etmeseydi rahman kimse etmezdi secde :)))
buyrun işte bununla ilgili bir hikaye..
*-*-*-**-*
Küçük kasabanın birinde,
> bir caminin tam karşısında arazisi olan adam,
> arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış.
> İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler,
> ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine
> nasıl bir iş yeri açacağına da
> yasal olarak karşı çıkamamışlar.
> Tüm cemaatin tek yapabildiği şey,
> imamın öncülüğünde bu genelev için
> hergün beddua etmekten öteye geçememiş.
> İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala
> her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu
> genelev yerle bir olmuş.
> Caminin cemaati
> bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti
> saklamaya gerek görmemişler,
> ancak genelev sahibi adam,
> cami imamının ve cemaatin
> direk veya indirek olarak
> bu hasardan sorumlu oldukları iddası ile
> camiye karşı tazminat davası açmış.
> Cami imamı ve cemaat,
> mahkemeye verdikleri savunmalarında
> bu konuda herhangi bir şekilde
> sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler,
> Bu olayın
> kendi dualarından dolayı meydana gelmiş
> olabileceği iddiasını da kabul etmemişler.
> Gerekli tüm belgeler tamamlanıp
> mahkemeye günü geldiğinde
> hakim dosyayı dikkatle incelemiş ve
> taraflara dönüp:
> "Bu konuda
> nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum," demiş.
> ....Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak
> ortada tuhaf bir durum var.
> Taraflardan birisi
> duanın gücüne inanan bir genelev sahibi,
> diğeri ise
> duanın gücüne kesinlikle inanmayan
> bir imam ve cemaati...!"
cennet vaad etmeseydi rahman kimse etmezdi secde :)))
buyrun işte bununla ilgili bir hikaye..
*-*-*-**-*
Küçük kasabanın birinde,
> bir caminin tam karşısında arazisi olan adam,
> arazisi üzerine bir genelev inşa etmeye başlamış.
> İmam ve cemaat buna şiddetle itiraz etmişler,
> ancak mal sahibinin kendi arazisi üzerine
> nasıl bir iş yeri açacağına da
> yasal olarak karşı çıkamamışlar.
> Tüm cemaatin tek yapabildiği şey,
> imamın öncülüğünde bu genelev için
> hergün beddua etmekten öteye geçememiş.
> İnşaat ilerlemiş ve açılışına birkaç gün kala
> her nasılsa şiddetli bir yıldırım düşmesi sonucu
> genelev yerle bir olmuş.
> Caminin cemaati
> bu olaydan duydukları büyük memnuniyeti
> saklamaya gerek görmemişler,
> ancak genelev sahibi adam,
> cami imamının ve cemaatin
> direk veya indirek olarak
> bu hasardan sorumlu oldukları iddası ile
> camiye karşı tazminat davası açmış.
> Cami imamı ve cemaat,
> mahkemeye verdikleri savunmalarında
> bu konuda herhangi bir şekilde
> sorumlu tutulmalarına şiddetle itiraz etmişler,
> Bu olayın
> kendi dualarından dolayı meydana gelmiş
> olabileceği iddiasını da kabul etmemişler.
> Gerekli tüm belgeler tamamlanıp
> mahkemeye günü geldiğinde
> hakim dosyayı dikkatle incelemiş ve
> taraflara dönüp:
> "Bu konuda
> nasıl bir hüküm verebileceğimi bilmiyorum," demiş.
> ....Ancak dosyadaki tutanaklara bakarsak
> ortada tuhaf bir durum var.
> Taraflardan birisi
> duanın gücüne inanan bir genelev sahibi,
> diğeri ise
> duanın gücüne kesinlikle inanmayan
> bir imam ve cemaati...!"
Erkek Dediğin- Kadın Dediğin- Can Yücel ( ideal erkek-ideal kadın)
ERKEK DEDİĞİN…
Seni Elinin Tersiyle değil Avucunun İçiyle Kavrayacak.
Bileceksin Ki Emin Ellerdeyim,
Başkası Tutamaz Elimi Böyle.
Rahat Olacaksın Yanında,
Çok Konuşmayacak, Beynini Didiklemeyecek.
İnce Olacak; Seni Senin Kadar Düşünecek.
Erkek Dediğin, Sen Onu Merak Ettiğinde
Kendisine Hesap Soruluyor Havalarına Girmeyecek.
Senin İnceliğine Karşı Umursamaz Sözler Sarf Etmeyecek.
Erkek Dediğin, Kadının Sinirini Bozmayacak,
Cinlerini Tepesine Çıkarmayacak, Sanki Sen Onun İçin Varmışsın
Her Ne Zaman İstese Emrine Amadeymişsin, O Ne Yaparsa Yapsın
Her İstediğinde Yanında Elinin Altında Olacakmışsın Tiplerine Girmeyecek.
Erkek Dediğin, Sen Ona Sevgini Hissettirdiğinde,
Sen Ona Kayıtsız Şartsız Asıkmışsın Gibi Havalara Girmeyecek.
Erkek Dediğin İlgi Gördüğünde İlgiyle,
Sevgi Gördüğünde Sevgiyle Karşılık Verecek.
Erkek Dediğin, Sen Onun İçin Kendine Baktığında,
Sırf Ona Daha Güzel Görünmek İçin Giyinip Kuşandığında
Hiçbir Şey Olmamış Gibi Davranmayacak.
Erkek Dediğin, Ruhunu Okşamasını Bilecek.
Romantik Olacak Kimi Gün Habersizce Kucağında
Çiçeklerle Çıkıp Gelecek.
Özel Günleri Unutmayı Marifet Sanmayacak.
Erkek Dediğin, Kayıtsız Olmayacak Senin Bütün Zarafetine Karşı.
Gerçekten Seven Bir Kadın Sevgi Ve İlgi Bekler,
Erkeğine Verdiği Aşkın Karşılığında Küçük Bir Tatlı Söz,
Kısa Bir Mesaj, Bir Çağrı Bile Onu Mutlu Edebilir.
Erkek Dediğin Bütün Bunları Cebinden Para Harcıyormuş Gibi
Cimrilikle Yapmayacak.
Erkek Dediğin, Ben Aranmayı, Çok Aramayı Sevmem Demeyecek.
Erkek Dediğin, Her Şey Kendi İstediği Gibi Olsun İstemeyecek.
Sadece Kendi Caninin İstemesine Bağlamayacak Her Şeyi.
Erkek Dediğinin, Hissettiğiyle Yaptığı Şey Arasında Uçurum Olmayacak.
Erkek Dediğin, Cesur Olacak Cesur.
Seni Seviyorum Derken Korkmayacak,
Başka Şeylerin Arkasına Gizlenmeyecek.
Seviyorum Deyip Bir Sonraki Perdede Kaçmayacak,
Özlüyorum Diyorsa Gelecek, Kaybetmek İstemiyorum Diyorsa Kaybetmeyecek.
Erkek Dediğin Aşkına Sahip Çıkacak.
Korkak Olmaz Erkek Dediğin.
Erkek Dediğin İyi Sevişecek. Koyun Gibi Yatmayacak,
Bir An Önce Su İs Bitse Demeyecek.
Aşksız Yatmayacak Yatağa Ve
Sen Bunu Bileceksin.
Bir Baba Şefkatiyle Seni Alnından Öptüğünde Bileceksin Ki
Sevgisi Geçici Ve Zayıf Değildir.
Erkek Dediğin, Ve Sevgiyle Öptüğünde
Dudaklarından Bileceksin Ki Opusun Tek Sebebi Şehvet Değildir.
Erkek Dediğin Aldatmayacak. Aldatmak Basitliktir.
Seviyorum Diyorsa Aldatmaz Erkek Dediğin.
Aldatıyorsa Sevmiyor Demektir.
Erkek Dediğin Yakışıklı Olacak, Çekici Olacak Ama
Bundan Çok Daha Öte Bir Şey...
Erkek Dediğin, Zeki Olacak. Kadının Küçük Yalanlara,
Bahanelere İnanmayacağını, Kendisini Kendi Gibi Tanıdığını Bilecek.
Kadının Zekâsını Küçümsemeyecek Kadar Zeki Olacak.
Zeki Olacak, Seni Bir Hamur Gibi Karmasını Bilecek, O Hamura Kendisini Katmasında.
Erkek Dediğin, Değerlerini Bir Anlık Hevesler Uğruna Satmayacak.
Namussuzluğunu, Ahlaksızlığını Ancak Ve Ancak Seninle Yataktayken
Kullanacak.
Yan Gözle Hatun Kesmeyecek, Üstüne Sevgili Edinmeyecek.
Erkek Dediğin Önce Sevecek. Kendini Sevmeyen Erkekten
Kimseye Hayır Gelmez.
Bir Bakarsın Ki Yıllar Sonra Bu Adamla
Ne Yatağa Sığıyorsun, Ne Toprağa...
Koluna Girip Gezmesini Bileceksin Gururla Koynuna Alıp Sevişmesini De.
Erkek Dediğin, Babalığını Da Bilecek, Ana-Babaya Hürmet Etmeyi,
Kadir Kıymet Bilmeyi, Vefakârlığı, Fedakârlığı. ..
Erkek Dediğin Seni Koruyacak, Kuşatacak.
O Nerede Olursa Olsun Seni Koruyacağını Bileceksin.
Pısırık Olmayacak Erkek Dediğin.
Erkek Dediğin Erkek Olacak Güzelim.
Seni Sadece Sen Olduğun İçin Sevecek.
Parayla Pulla, Kariyerle, Güçle, Kimin Ne Dediğiyle Hareket Etmeyecek.
Hem Sevgilin, Hem Arkadasın Olacak ....
Can YÜCEL
---------------------------
KADIN DEDİĞİN…
Kadın dediğin güzel olacak arkadaş. Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgarına kayacak. Bacakların, ayakların, bilekten bağlı ayakkabıya tutunan parmakların, seyrine doyamayacaksın. Bakımlı olacak kadın dediğin.
Saçları ipek, topukları pembe, boynu ince, salındı mı kuğu gibi zarif olacak ve zarifliğinin ortasında bir hanımefendi barındıracak. Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağı, iki meme ucundan önce, sözü doğru, ruhu aydınlık olacak, güzelliği komple olacak. Korkmayacaksın gecenin bir vakti sol cenapta yüzünü gördüğünde. Yeni bir kâbus gibi yaşamayacaksın gerçeği de. Güzel olacak ama, aklını evde tutacak kadar da akıllı.... Seni elinin tersiyle değil, avucunun içiyle kavrayacak...
Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz beni böyle. Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek küçük kurtçuklarla. Sıradan ve kabullenir yaşamanın ne demek olduğunu sindirmiş olacak içine. Asla şatafat düşkünü olmayacak. Doğum günlerinde bir sıcacık öpücüğün yerini, tek taş bir De Beears'ın alamayacağını algılayacak kadar doygun olacak. Hatırlaman yetecek özel günleri, pahalı bir hediyeyle savuşturmadan.
Sadeliğin içinde fark edilir olabilmeyi, gösterişli kıyafetle bir tutmayacak. Duruşu, oturuşu, yürüyüşü abartılı değil, basit hiç değil, sadelikten oluşacak. Kendini süs bebeği gibi ortaya atıp, fingirdeşmeyecek başkalarıyla. Ekonomiden, politikadan, milli maçlardan ve kültürel olaylardan haberi olacak. Bizi kim yönetir, nasıl yönetir, demokrasi, monarşi, oligarşi nedir bilecek, saf hatun numarasıyla cahilliğini güzelliğiyle örtmeye yeltenmeyecek. Gezip, eğlenmesini bildiği kadar, pazar parasını kozmetiğe yatırmaması gerektiğini, domatesin, ekmeğin, soğanın, kıymanın kaç para olduğunu bilecek. Cak cak telefonda konuşup, niye böyle fatura geldi hayret tribine girmeyecek. Eşini dostunu kollayacak ama içi vıcık vıcık dedikodu yumağının içinde kaybolmayacak.
Marka düşkünü, moda düşkünü olmayacak kesinlikle... Takip edecek ancak yakışanı seçecek. Sökük, paça boyu, fermuar dikmeyi bilecek, her seferinde terzi aranmayacak pırnık pırnık. Elinden her iş gelecek. Marifetlerini sadece seni elde ederken değil, seni elde tutarken de gösterecek ve tüm bunlar içinden gelecek içinden, göstermelik olmayacak.
Adamın siniri bozmayacak, tepesini attırmayacak, cinleri başına toplamayacak, kör olası dilini gerektiğinde yutacak... Çarşı pazar görmesini, sana don kilot almasını, gömlek ayakkabı numaranı bilecek... ve zevki seni giydirecek kadar yerinde olacak, kendisini giydirmeyi bildiği gibi.
Orada burada dedikodu yapmayacak, laf taşımayacak, ayıkla pirincin taşını durumlarına sokmayacak. Ortalık yerde kahkahalarıyla sebepsiz çınlamayacak. Dekoltenin dozunu kaçırmayacak ama sıkı sıkıya da kendini ambalajlamayacak. Açık saçık olan elbisesi değil, sana olan ilgisi olacak ve bunu gösterebilecek medeniyeti...
Onu bir kediyi sever gibi seveceksin yanı başında ve huzurla... Öyle 'çağırdım, gelmedin, geç kaldın, aramadın, sormadın, kiminleydin, hesap ver' yapmayacak. Sana yüreğiyle güvenecek, inançlarıyla sokulacak. Bilmem kimin sözüne aldırmayacak, asla arkadaşlarının arkasından konuşmayacak, hele küfür hiç etmeyecek. Sınırını zorlamayacak, salya sümük ağlamayacak, kıytırık nedenlerden hır gür çıkarmayacak. Sözü dinlenir, anlaşılır olacak. Bir hatayı allayıp pullayıp abartmayacak.
Gömleklerini o ütüleyecek ve o gömleğe hangi pantolon yakışır bilecek. Ama hayatı giyim kuşam üstüne kurulmayacak. Uyum ve uyumsuzluk nedir bilecek. Bir kere, topuklu ayakkabıyla spor ayakkabının ayrımını yapabilecek arkadaş. Dağa çıkarken rugan ayakkabı giymeyecek. 'Of yoruldum, beni ara, beni al, beni bul, bunu isterim' değil, 'sence de uygunsa, yanındayım, ben gelirim, merak etme' olacak lügatinde. Tereciye tere satmayacak yani. Hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak. Cesur olacak cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek ve arkandan laf söyletmeyecek....
Kadın dediğin iyi sevişecek arkadaş. Koyun gibi yatmayacak, kımıl kımıl olacak yatakta. Aklını başından alacak ama, aklını sadece bununla yormayacak. Delireceksin ama delirmen hastalıktan olmayacak. Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, göğsünde atan kalbinin yerine koyacaksın kendini, ruhunu, her şeyini. Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin.Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin. Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük. Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak. En seksi leydi olmayı da bilecek, hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de. Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küsmeyecek, süründürmeyecek. Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.
Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek. Seni öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna. İki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehdidi savurmayacak. Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak... Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürsüz yemeklerle işi olmayacak. Şöyle pastırmalı kurufasülyenin yanına tereyağlı pilavı konduracak şüphesiz. Salatasız oturmayacak yemeğe. Temiz olacak her şeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri. Yahut pahalı parfümlerin sindiği, süslü püslü boyacı küpü gibi, her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin. Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş. Buram buram kadın kokacak kadın dediğin.
Kadın dediğin güzel olacak ama eli yüzü düzgünden çok öte bir şey. Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da... Paranın gücünü bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terk etmeyecek. Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak, yan gözle adam kesmeyecek, üstüne sevgili edinmeyecek.
Sarışın, renkli gözlü, uzun bacaklı, beyaz tenli, ince bilekli dilber filan fasarya... Kadın dediğin hatun olacak arkadaş, sözüne güvenilir, olacak. Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. Ağzı sıkı olacak kadın dediğin. Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak...
Para lazımcılardan, kürkçülerden, cep telefonu manyaklarından, dırdırcılardan, unutkanlıklarını senin üzerine atanlardan, kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan, raf süslerinden, tehtidkarlardan, kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan olmayacak.
Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak. Komplekslerini güzelliğiyle örtmeye çalışmayacak. Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak. En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa... Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle. Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de...
Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek. Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak. Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla... Bileceksin ki evde 'O' kadın tarafından beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana...
Öyle bir kadın işte... Vardır vardııııııııır!..
Sende adam olacaksın seçmesini bileceksin!
CAN YÜCEL
Seni Elinin Tersiyle değil Avucunun İçiyle Kavrayacak.
Bileceksin Ki Emin Ellerdeyim,
Başkası Tutamaz Elimi Böyle.
Rahat Olacaksın Yanında,
Çok Konuşmayacak, Beynini Didiklemeyecek.
İnce Olacak; Seni Senin Kadar Düşünecek.
Erkek Dediğin, Sen Onu Merak Ettiğinde
Kendisine Hesap Soruluyor Havalarına Girmeyecek.
Senin İnceliğine Karşı Umursamaz Sözler Sarf Etmeyecek.
Erkek Dediğin, Kadının Sinirini Bozmayacak,
Cinlerini Tepesine Çıkarmayacak, Sanki Sen Onun İçin Varmışsın
Her Ne Zaman İstese Emrine Amadeymişsin, O Ne Yaparsa Yapsın
Her İstediğinde Yanında Elinin Altında Olacakmışsın Tiplerine Girmeyecek.
Erkek Dediğin, Sen Ona Sevgini Hissettirdiğinde,
Sen Ona Kayıtsız Şartsız Asıkmışsın Gibi Havalara Girmeyecek.
Erkek Dediğin İlgi Gördüğünde İlgiyle,
Sevgi Gördüğünde Sevgiyle Karşılık Verecek.
Erkek Dediğin, Sen Onun İçin Kendine Baktığında,
Sırf Ona Daha Güzel Görünmek İçin Giyinip Kuşandığında
Hiçbir Şey Olmamış Gibi Davranmayacak.
Erkek Dediğin, Ruhunu Okşamasını Bilecek.
Romantik Olacak Kimi Gün Habersizce Kucağında
Çiçeklerle Çıkıp Gelecek.
Özel Günleri Unutmayı Marifet Sanmayacak.
Erkek Dediğin, Kayıtsız Olmayacak Senin Bütün Zarafetine Karşı.
Gerçekten Seven Bir Kadın Sevgi Ve İlgi Bekler,
Erkeğine Verdiği Aşkın Karşılığında Küçük Bir Tatlı Söz,
Kısa Bir Mesaj, Bir Çağrı Bile Onu Mutlu Edebilir.
Erkek Dediğin Bütün Bunları Cebinden Para Harcıyormuş Gibi
Cimrilikle Yapmayacak.
Erkek Dediğin, Ben Aranmayı, Çok Aramayı Sevmem Demeyecek.
Erkek Dediğin, Her Şey Kendi İstediği Gibi Olsun İstemeyecek.
Sadece Kendi Caninin İstemesine Bağlamayacak Her Şeyi.
Erkek Dediğinin, Hissettiğiyle Yaptığı Şey Arasında Uçurum Olmayacak.
Erkek Dediğin, Cesur Olacak Cesur.
Seni Seviyorum Derken Korkmayacak,
Başka Şeylerin Arkasına Gizlenmeyecek.
Seviyorum Deyip Bir Sonraki Perdede Kaçmayacak,
Özlüyorum Diyorsa Gelecek, Kaybetmek İstemiyorum Diyorsa Kaybetmeyecek.
Erkek Dediğin Aşkına Sahip Çıkacak.
Korkak Olmaz Erkek Dediğin.
Erkek Dediğin İyi Sevişecek. Koyun Gibi Yatmayacak,
Bir An Önce Su İs Bitse Demeyecek.
Aşksız Yatmayacak Yatağa Ve
Sen Bunu Bileceksin.
Bir Baba Şefkatiyle Seni Alnından Öptüğünde Bileceksin Ki
Sevgisi Geçici Ve Zayıf Değildir.
Erkek Dediğin, Ve Sevgiyle Öptüğünde
Dudaklarından Bileceksin Ki Opusun Tek Sebebi Şehvet Değildir.
Erkek Dediğin Aldatmayacak. Aldatmak Basitliktir.
Seviyorum Diyorsa Aldatmaz Erkek Dediğin.
Aldatıyorsa Sevmiyor Demektir.
Erkek Dediğin Yakışıklı Olacak, Çekici Olacak Ama
Bundan Çok Daha Öte Bir Şey...
Erkek Dediğin, Zeki Olacak. Kadının Küçük Yalanlara,
Bahanelere İnanmayacağını, Kendisini Kendi Gibi Tanıdığını Bilecek.
Kadının Zekâsını Küçümsemeyecek Kadar Zeki Olacak.
Zeki Olacak, Seni Bir Hamur Gibi Karmasını Bilecek, O Hamura Kendisini Katmasında.
Erkek Dediğin, Değerlerini Bir Anlık Hevesler Uğruna Satmayacak.
Namussuzluğunu, Ahlaksızlığını Ancak Ve Ancak Seninle Yataktayken
Kullanacak.
Yan Gözle Hatun Kesmeyecek, Üstüne Sevgili Edinmeyecek.
Erkek Dediğin Önce Sevecek. Kendini Sevmeyen Erkekten
Kimseye Hayır Gelmez.
Bir Bakarsın Ki Yıllar Sonra Bu Adamla
Ne Yatağa Sığıyorsun, Ne Toprağa...
Koluna Girip Gezmesini Bileceksin Gururla Koynuna Alıp Sevişmesini De.
Erkek Dediğin, Babalığını Da Bilecek, Ana-Babaya Hürmet Etmeyi,
Kadir Kıymet Bilmeyi, Vefakârlığı, Fedakârlığı. ..
Erkek Dediğin Seni Koruyacak, Kuşatacak.
O Nerede Olursa Olsun Seni Koruyacağını Bileceksin.
Pısırık Olmayacak Erkek Dediğin.
Erkek Dediğin Erkek Olacak Güzelim.
Seni Sadece Sen Olduğun İçin Sevecek.
Parayla Pulla, Kariyerle, Güçle, Kimin Ne Dediğiyle Hareket Etmeyecek.
Hem Sevgilin, Hem Arkadasın Olacak ....
Can YÜCEL
---------------------------
KADIN DEDİĞİN…
Kadın dediğin güzel olacak arkadaş. Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgarına kayacak. Bacakların, ayakların, bilekten bağlı ayakkabıya tutunan parmakların, seyrine doyamayacaksın. Bakımlı olacak kadın dediğin.
Saçları ipek, topukları pembe, boynu ince, salındı mı kuğu gibi zarif olacak ve zarifliğinin ortasında bir hanımefendi barındıracak. Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağı, iki meme ucundan önce, sözü doğru, ruhu aydınlık olacak, güzelliği komple olacak. Korkmayacaksın gecenin bir vakti sol cenapta yüzünü gördüğünde. Yeni bir kâbus gibi yaşamayacaksın gerçeği de. Güzel olacak ama, aklını evde tutacak kadar da akıllı.... Seni elinin tersiyle değil, avucunun içiyle kavrayacak...
Bileceksin ki emin ellerdeyim, başkası tutamaz beni böyle. Rahat olacaksın yanında, çok konuşmayacak, beynini didiklemeyecek küçük kurtçuklarla. Sıradan ve kabullenir yaşamanın ne demek olduğunu sindirmiş olacak içine. Asla şatafat düşkünü olmayacak. Doğum günlerinde bir sıcacık öpücüğün yerini, tek taş bir De Beears'ın alamayacağını algılayacak kadar doygun olacak. Hatırlaman yetecek özel günleri, pahalı bir hediyeyle savuşturmadan.
Sadeliğin içinde fark edilir olabilmeyi, gösterişli kıyafetle bir tutmayacak. Duruşu, oturuşu, yürüyüşü abartılı değil, basit hiç değil, sadelikten oluşacak. Kendini süs bebeği gibi ortaya atıp, fingirdeşmeyecek başkalarıyla. Ekonomiden, politikadan, milli maçlardan ve kültürel olaylardan haberi olacak. Bizi kim yönetir, nasıl yönetir, demokrasi, monarşi, oligarşi nedir bilecek, saf hatun numarasıyla cahilliğini güzelliğiyle örtmeye yeltenmeyecek. Gezip, eğlenmesini bildiği kadar, pazar parasını kozmetiğe yatırmaması gerektiğini, domatesin, ekmeğin, soğanın, kıymanın kaç para olduğunu bilecek. Cak cak telefonda konuşup, niye böyle fatura geldi hayret tribine girmeyecek. Eşini dostunu kollayacak ama içi vıcık vıcık dedikodu yumağının içinde kaybolmayacak.
Marka düşkünü, moda düşkünü olmayacak kesinlikle... Takip edecek ancak yakışanı seçecek. Sökük, paça boyu, fermuar dikmeyi bilecek, her seferinde terzi aranmayacak pırnık pırnık. Elinden her iş gelecek. Marifetlerini sadece seni elde ederken değil, seni elde tutarken de gösterecek ve tüm bunlar içinden gelecek içinden, göstermelik olmayacak.
Adamın siniri bozmayacak, tepesini attırmayacak, cinleri başına toplamayacak, kör olası dilini gerektiğinde yutacak... Çarşı pazar görmesini, sana don kilot almasını, gömlek ayakkabı numaranı bilecek... ve zevki seni giydirecek kadar yerinde olacak, kendisini giydirmeyi bildiği gibi.
Orada burada dedikodu yapmayacak, laf taşımayacak, ayıkla pirincin taşını durumlarına sokmayacak. Ortalık yerde kahkahalarıyla sebepsiz çınlamayacak. Dekoltenin dozunu kaçırmayacak ama sıkı sıkıya da kendini ambalajlamayacak. Açık saçık olan elbisesi değil, sana olan ilgisi olacak ve bunu gösterebilecek medeniyeti...
Onu bir kediyi sever gibi seveceksin yanı başında ve huzurla... Öyle 'çağırdım, gelmedin, geç kaldın, aramadın, sormadın, kiminleydin, hesap ver' yapmayacak. Sana yüreğiyle güvenecek, inançlarıyla sokulacak. Bilmem kimin sözüne aldırmayacak, asla arkadaşlarının arkasından konuşmayacak, hele küfür hiç etmeyecek. Sınırını zorlamayacak, salya sümük ağlamayacak, kıytırık nedenlerden hır gür çıkarmayacak. Sözü dinlenir, anlaşılır olacak. Bir hatayı allayıp pullayıp abartmayacak.
Gömleklerini o ütüleyecek ve o gömleğe hangi pantolon yakışır bilecek. Ama hayatı giyim kuşam üstüne kurulmayacak. Uyum ve uyumsuzluk nedir bilecek. Bir kere, topuklu ayakkabıyla spor ayakkabının ayrımını yapabilecek arkadaş. Dağa çıkarken rugan ayakkabı giymeyecek. 'Of yoruldum, beni ara, beni al, beni bul, bunu isterim' değil, 'sence de uygunsa, yanındayım, ben gelirim, merak etme' olacak lügatinde. Tereciye tere satmayacak yani. Hissettiğiyle yaptığı şey arasında uçurum olmayacak. Cesur olacak cesur. Seni seviyorum derken korkmayacak, başka şeylerin arkasına gizlenmeyecek ve arkandan laf söyletmeyecek....
Kadın dediğin iyi sevişecek arkadaş. Koyun gibi yatmayacak, kımıl kımıl olacak yatakta. Aklını başından alacak ama, aklını sadece bununla yormayacak. Delireceksin ama delirmen hastalıktan olmayacak. Uzanıverdi mi yanına boylu boyunca, göğsünde atan kalbinin yerine koyacaksın kendini, ruhunu, her şeyini. Aşksız yatmayacak yatağa ve sen bunu bileceksin.Kadın gibi kadın olacak kadın dediğin, çıtır çerez niyetine yemediğin. Bir gecelik değil, ömürlük olacak ömürlük. Yıllara rehaveti değil huzuru taşıyacak. En seksi leydi olmayı da bilecek, hanım sultan olup sözünü geçirmeyi de. Cıvık konulara takılıp zaman tüketmeyecek, küsmeyecek, süründürmeyecek. Kadın dediğin ayıp nedir bilecek.
Sıkboğaz edip seni yalancı durumuna düşürmeyecek. Seni öyle bir tutacak ki arkadaş, sen bile şaşıracaksın öyle tutulduğuna. İki lafın başı, her tartışmada ayrılalım tehdidi savurmayacak. Sabırlı olacak ve asla gururuna dokunmayacak... Tuzu az, şekeri çok gibi limiti olmayan prosedürsüz yemeklerle işi olmayacak. Şöyle pastırmalı kurufasülyenin yanına tereyağlı pilavı konduracak şüphesiz. Salatasız oturmayacak yemeğe. Temiz olacak her şeyden önce mesela köfteyi mıncıklarken elleri. Yahut pahalı parfümlerin sindiği, süslü püslü boyacı küpü gibi, her öptüğünde bulaşık bir tadın kaldığı bir kadını öpmeyeceksin. Buram buram aşka sarılacaksın arkadaş. Buram buram kadın kokacak kadın dediğin.
Kadın dediğin güzel olacak ama eli yüzü düzgünden çok öte bir şey. Zeki olacak zeki, seni bir hamur gibi karmasını da bilecek, o hamura kendini katmasını da... Paranın gücünü bilecek ama ne parasızlığın ezikliğini ne de paranın kudurmuşluğunu yaşayacak. Değerlerini bir anlık hevesler uğruna terk etmeyecek. Namussuzluğunu, ahlaksızlığını ancak ve ancak seni baştan çıkarırken kullanacak, yan gözle adam kesmeyecek, üstüne sevgili edinmeyecek.
Sarışın, renkli gözlü, uzun bacaklı, beyaz tenli, ince bilekli dilber filan fasarya... Kadın dediğin hatun olacak arkadaş, sözüne güvenilir, olacak. Bileceksin ki konuşulanlar burada kalır, kapıdan çıkmaz bir daha. Ağzı sıkı olacak kadın dediğin. Sırrını tutacak ama gününü bekleyip kusmayacak...
Para lazımcılardan, kürkçülerden, cep telefonu manyaklarından, dırdırcılardan, unutkanlıklarını senin üzerine atanlardan, kendi yetersizliğini seni suçlayarak rahatlayanlardan, raf süslerinden, tehtidkarlardan, kaçaklardan, kıkırdayanlardan, boş bakanlardan olmayacak.
Saflığı, cahilliği, aptallığı oynamayacak, biraz ukala olabilir ancak sana rol yapmayacak. Komplekslerini güzelliğiyle örtmeye çalışmayacak. Bir şeyi çok isterse ve inançları doğrultusunda yapacak. En önemlisi kendini sevecek arkadaş, kendini sevmeyen kadından sana ne hayır gelir. Bir bakarsın ki yıllar sonra bu kadınla ne yatağa sığabiliyorsun, ne toprağa... Koluna takıp gezmesini de bileceksin gururla, koynuna çekip sevişmesini de şehvetle. Analığını da bilecek, çocuklarından saygı görmeyi de, anaya babaya hürmet etmeyi de...
Kadın kadın olacak be, seni sadece sen olduğun için, sensin diye sevecek. Parayla pulla, kariyerle, güçle, kimin ne dediğiyle, sınırlamayacak. Hem sevgilin, hem arkadaşın, hem annen, hem çocuğun olacak, bağrına basacaksın huzurla... Bileceksin ki evde 'O' kadın tarafından beklenmenin zevkini hiçbir zevk yaşatamaz sana...
Öyle bir kadın işte... Vardır vardııııııııır!..
Sende adam olacaksın seçmesini bileceksin!
CAN YÜCEL
Etiketler:
can yücel,
erkek,
hayallerimizdeki eş,
ideal erkek,
ideal kadın,
kadın
13 Ağustos 2010 Cuma
Araç Muayene Gecikme Cezası
Araç Muayene Gecikme Cezası
Araç muayene işlemini yaptırmanın kendimizi araç muayene cezası ndan kurtarmak amaçlı bir işlem Araç muayene gecikme cezası ne kadarolmadığını aslen kendi araç güveliğimiz için olduğunu bilincinde olmamız gerekiyor. Devletimizin araç muayene işlemini bizlere belirli periyodlarla yapmımızı zorunlu kılması trafik ve yol güvenliğinin sağlanması amaçlıdır. Eskiden kıt imkanlarla ve karayolları tarafından gerçekleştirilen araç muayene, özelleşmesinin ardından modern ekipmanlar kullanılarak daha sağlıklı ve titiz bir şekilde yürütülmektedir. Bütün bu ön girişten sonra ceza durumları ile ilgili açıklamalarımız...
Araç muayenesini geciktirmekten kaynaklı iki türlü ceza bizleri beklemektedir.
1- Trafik kontrollerine veya herhangi bir sebeple trafik polisine yakalanmadığızdaki
Araç Muayene Cezası :
Bu durumda araç muayene istasyonuna araç muayene işlemi için gittiğimizde geciktiğimiz ay hesaplanır. Bu hesap yapılırken küsürat ay bir üste tamamlanır.
Araç Muayene Gecikme Cezası Örnek Hesap :
Diyelimki 220 gün geciktik 220gün /30 gün 7 ay 10 gün olur. Yani 8 ay gecikmiş oluruz. Gecikme cezası hesaplanırken her ay için % 5 ceza hesaplanır. Dolayısıyla geciken aracın otomobil olduğunu varsayarsak araç muayene ücreti 2010 için 126,26 TL olduğuna göre 8 * 0,05 * 126,26 =49,60 TL yaklaşık 50,51 TL lik bir ceza bizleri beklemektedir.
Bu cezanın dayanağını incelemek için tıklayınız.
2. Trafik kontrollerine veya herhangi bir sebeple trafik polisine yakalanmadığınızdaki
Araç Muayene Cezası :Araç Muayene Gecikme Cezası
Bu durumda 2010 yılı için trafik polisinin veya diğer yetkililerin 62 TL ( peşin 46,50 TL) idari para cezası kesmeleri gerekir. Tanınan süre içerisinde aracınızın muayenesini gerçekleştirmez iseniz aracınız trafikten men edilebilir.
Bu cezanın dayanağını incelemek için tıklayınız.
Bilgi Notu : Trafikten çekme belgesi alıp belli bir süre sonra tekrar trafiğe çıkarılan araçlardan sadece trafikten çekildiği ve belgelenebildiği süre boyunca gecikme bedeli alınmamaktadır. Muayene süresinin kanıtlanamadığı durumlarda 01.01.2005 tarihi esas alınarak gecikme bedelinin tahsil edilmektedir.
Araç muayene işlemini yaptırmanın kendimizi araç muayene cezası ndan kurtarmak amaçlı bir işlem Araç muayene gecikme cezası ne kadarolmadığını aslen kendi araç güveliğimiz için olduğunu bilincinde olmamız gerekiyor. Devletimizin araç muayene işlemini bizlere belirli periyodlarla yapmımızı zorunlu kılması trafik ve yol güvenliğinin sağlanması amaçlıdır. Eskiden kıt imkanlarla ve karayolları tarafından gerçekleştirilen araç muayene, özelleşmesinin ardından modern ekipmanlar kullanılarak daha sağlıklı ve titiz bir şekilde yürütülmektedir. Bütün bu ön girişten sonra ceza durumları ile ilgili açıklamalarımız...
Araç muayenesini geciktirmekten kaynaklı iki türlü ceza bizleri beklemektedir.
1- Trafik kontrollerine veya herhangi bir sebeple trafik polisine yakalanmadığızdaki
Araç Muayene Cezası :
Bu durumda araç muayene istasyonuna araç muayene işlemi için gittiğimizde geciktiğimiz ay hesaplanır. Bu hesap yapılırken küsürat ay bir üste tamamlanır.
Araç Muayene Gecikme Cezası Örnek Hesap :
Diyelimki 220 gün geciktik 220gün /30 gün 7 ay 10 gün olur. Yani 8 ay gecikmiş oluruz. Gecikme cezası hesaplanırken her ay için % 5 ceza hesaplanır. Dolayısıyla geciken aracın otomobil olduğunu varsayarsak araç muayene ücreti 2010 için 126,26 TL olduğuna göre 8 * 0,05 * 126,26 =49,60 TL yaklaşık 50,51 TL lik bir ceza bizleri beklemektedir.
Bu cezanın dayanağını incelemek için tıklayınız.
2. Trafik kontrollerine veya herhangi bir sebeple trafik polisine yakalanmadığınızdaki
Araç Muayene Cezası :Araç Muayene Gecikme Cezası
Bu durumda 2010 yılı için trafik polisinin veya diğer yetkililerin 62 TL ( peşin 46,50 TL) idari para cezası kesmeleri gerekir. Tanınan süre içerisinde aracınızın muayenesini gerçekleştirmez iseniz aracınız trafikten men edilebilir.
Bu cezanın dayanağını incelemek için tıklayınız.
Bilgi Notu : Trafikten çekme belgesi alıp belli bir süre sonra tekrar trafiğe çıkarılan araçlardan sadece trafikten çekildiği ve belgelenebildiği süre boyunca gecikme bedeli alınmamaktadır. Muayene süresinin kanıtlanamadığı durumlarda 01.01.2005 tarihi esas alınarak gecikme bedelinin tahsil edilmektedir.
Etiketler:
araç muayene gecikme cezası,
araç muayenesi,
muayene gecikmesi
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)